• DOLAR 32.322
  • EURO 35.096
  • ALTIN 2300.938
  • ...

Allah`a doğru çıkılan yolda atılacak ilk adım “YAKAZA” ve “İNTİBAH” adımıdır. Yani uyanmak ve kendine gelmek…

İman edildikten sonra inançla ilgili prensipler tam olarak elde edildikten sonra ve haramlar terk edilip farzlar yerine getirildikten sonra insanı gaflete düşüren o uykudan uyanma ve silkelenme haleti oluşur. Bütün her şeyi alt üst eden ve eski benliğini tehdit eden bir uyanıştır bu.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Onlar, dünya hayatından (yalnızca) zahirde olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.” (Rum:7)

Yeni yola çıkan bir salîk uykudan yeni uyanmış biri gibidir. Kendine gelir ve önceki durumunun farkına varır, dalalette olduğunun bilincine varır. O, bütün çabasının hayaller ve yanılsamalardan ibaret olduğunu anlar. Kalbi, yabancısı olduğu diğer şeylerin hâkimiyeti altındadır. Artık geçmişinden yüz çevirir.  

İrfani sülûk maksada doğru yapılan hareket ve seyirdir. Arifin maksadı Allah`tır. Bu Likaullah doğru hareket metoduna irfani sülûk denilir ve neticesi de Fenafillah olmaktır. Öyleyse bir başlangıç olması ve devamında da gerekli bütün makamların geçilmesi gerekmektedir ki maksada nail olunabilsin.

İrfani sülûkun bir özelliği, bir makamı geçmeden diğer bir makama geçmek mümkün değildir.

Allah`a doğru yola çıkan iki tür salik vardır. Ya Salîki-Meczuptur ve ya Meczubu-Salik. Hangi delille olursa olsun İlahi cezb hâsıl olursa ve insanı “Meczubullah”a dönüştürürse bunda önce cezb hâsıl olmuş ve ondan sonra sülûk başlamış demektir. Yani sülûk cezpten doğmuştur. Ama Salîki-Meczupta konu tam tersidir. Arif çaba gösterir, sülûku başlatır ve seyr`ü sülûk sonucu cezbe ulaşır.

Bazı arifler birden meczup oluverirler ve gaflet olan karanlık geceden sabahın aydınlığına varırlar. Mevlana Şemsi görünce, Ferîdüddin Attâr ise kalp gözü açık olan bir ihtiyarın tahrikiyle dönüşüyor ve ilahi cezbe ulaşıyorlar. Bu cezpleri, onlarda irfani sülûk başlatıyor.

Hafız diyor ki:

دوش وقت سحر از غصه نجاتم دادند

واندر آن ظلمت شب آب حیاتم دادند

“Dün seher vakti beni kederden kurtardılar

O zifiri karanlık gecede bana ab-ı hayat verdiler”

Bu beyit bahsettiğimiz konuya değiniyor. Önce geceden sehere, oradan da sabaha varıyor.

Bazılarının sülûktan önce cezbe ulaşmaları meselesinin nasıl olduğu mevzusu, geniş bir konu olup bu kısacık yerde açıklanabilmesi mümkün değildir. Ama şu kadarını söyleyebiliriz ki Allah Teâlâ Hekim ve Adildir. Eğer has inayeti birine şamil oluyorsa muhakkak bir sebebi vardır. Allah`ın hikmet ve adaleti bu inayetin bazılarına şamil olmasını gerektiriyor.

Ama doğal olanı cezb için çaba gösterilmesidir. Böylece saliki-meczup olmak gerekir. Bu esaslar üzerinde sülûkun menzilleri ve merhaleleri kat edilmesi lazım.

İrfan ekolüne göre yüz menzile kadar bahsedilmiştir. Bunlar bir merdivenin basamakları gibidir. Tek tek ve ağır ağır yol alınması icap eder. Bazen basamaklar kayganlaşır bin bir türlü zahmetle alınan yoldan salîk tepetaklak yuvarlanabilir. Onlarca basamak geriye düşer. Riski asgariye düşürecek en mühim faktör de sağlam bir rehberin/mürşidin olmasıdır.

Akide açısından bir sorunu olan, Şer`i kurallara uymayan bir rehber, rehber olamaz. İbadet ehli, güzel ahlaklı, şöhretten ve dünya sevgisinden kaçan, akıllı, zeki, cömert ve dert sahibi biri rehber olmalıdır. Aynı zamanda çok fazla çaba sarf eden, gamlı ve dertli biri olmalıdır. Her şeyden önce de âlim, bağışlayıcı ve sabırlı biri olmalıdır. Doğru bir rehberle yola çıkan biri risklerin çoğunu bertaraf eder. Ayakları yere daha sağlam basar.

İşte Mela Mizgin`in divanından rehber olabilecek şahsiyetlere örnek:

Pirê aşqê mushafa aşqê, xweşık gote cihan

Pır Ali u Geylaniy u Nursi u Hüseyna da derê

Mesleka Pir xweş meşandın, her yeki bun saqıyek

Şerbeta aşkê dıdın jı hawdê wi yê kewserê

“Pir-i aşk, aşkın kitabını güzel anlattı âleme,

Pek çok Ali, Geylani, Nursi ve Hüseyn yetişti.

Her biri bir saki olup hoş sürdürdüler Pirin mesleğini

Kevser havuzundan daim veriyorlar aşkın şerbetini.”

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları