• DOLAR 32.558
  • EURO 34.793
  • ALTIN 2490.98
  • ...

Rabb-ül Alemin asra and içiyor ki, hüsran içersinde bulunduğumuza. Bu husrandan korunmanın çaresi olarak ta iman edip salih amel işlememiz ve birbirimize hakkı-sabrı tasfiye etmemiz durumunda olabileceğimin müjdesini veriyor. Bir yandan korkutup diğer yandan ise korkudan emin olmanın reçetesini bizlere sunuyor elhamdulillah.

     Bize rahmeti, şefkati ve inayetiyle bize doğru, dosdoğru yolun anahtarını belirtiyor ki nasıl hareket etmemize yardımcı oluyor. Dolayısıyla bizde bundan faydalanıp, gereğini yerine getirmez isek ancak ve ancak kendi nefsimize zulüm etmiş oluruz.

      Maide suresinin ikinci ayetinde de “İyilik ve takva üzerinde birbirinizle yardımlaşın, günah ve haram üzerinde yardımlaşmayın”  buyurarak hayır ve hasenat yolunda birbirlerimizle yardımlaşmaya bizi teşvik ediyor. Kendimizi hüsrandan koruma adına yaptıklarımız konusunda yardımlaşarak daha da bir verimli izlere ön ayak olmamıza yeni ufuklar açıyor.

       Peki, bu yardımlaşmadan ne anlıyoruz? Hayır ve hasenat işleyen kardeşlerimize karşı elimizden ne geliyorsa esirgemememiz, varsa yapabileceğimiz güçlerimizi toplayarak toplu olarak yaparak, yapacağımız iyilikleri on katına ve yüz katına çıkarmanın yollarını gösteriyor. Tüm Müslümanlar hep beraber yekvücut olup topluca izler ortaya çıkardıklarından sonucun mükemmelliğini ortaya koyuyor.

   “Kim İslam`da güzel bir çığır açarsa bundan dolayı hasıl olacak hayırların hepsi o çığır açana da vardır” (Muhtasar Şerh-i Müslim) hadisi bunu teyid ediyor.

     Diğer bir ayeti kerimede ise, “Herkesin ( her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse birbirinizle yarışınız. Hiç şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir.” ( Bakara, 148) Hasbunallah! Bakar mısınız? Burada ise yarışmadan bahsediyor. Hayırlarda yarışınız! Her toplumun yüzünü çevirdiği bir yön vardır, siz yüzünüzü hayırlara çeviriniz ve bu hayırlarda yarışınız buyruluyor.

      Ama bu yarış nasıl olmalı! En başta her fert kendine bir çizelge hazırlayıp program çıkarmalı. Bu program dâhilinde hareket ederek kendi seviyesinde çalışmalara atanmalı. Bunu yaparken örnek olabileceği Müslüman kardeşlerden gördüğü olumlu yönlerini alıp, olumsuz yönlerine bakmadan, faydalanma düzeyinde etki-tepki oluşturabilmeli. Allah korusun kardeşler birbiri arasında haset-çekememezlik gibi hoş olmayan nefsi durumlarla değil de kardeşinde gördüğü olumlu yönlerine, hayranlık gıpta ve imrenerek bakarak, kendini karşılaştırıp ona yetişmeye gayret ve çaba sarf etmelidir. Belli bir yol kat etmiş kardeşimizi örnek alarak bu konuda belki de manevi bir yarışa girerek sürekli kendini yenilemeli ve yetiştirmelidir. Biri yeni Kur`an öğrenirken, diğeri tecvide başlasa. Tecvidi öğrenen, kıraate başlasa. Kıraati tam olan belki de Arapça öğrenmeye başlasa. Bu böylece kovalamaca gibi birbirini takip ve yarış gibi seyrettiği durumda Müslümanların başaramayacağı hiç bir şeyin olmadığı görülecektir inşallah. Rabbim  bu konularda yar ve yardımcımız olsun. Hayır ve hasenat sahiplerinin hayırlarını kabul etsin.

Allaha emanet olun

SAADET SARITUNÇ

Diğer Köşe Yazarları