• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

BM Uyuşturucu ve Suç İle Mücadele Dairesi'nin verilerine göre sentetik uyuşturucu kullanımı nedeniyle gerçekleşen ölümlerde Türkiye birinci sırada.. Tespitlere göre uyuşturucu kullanımı bir önceki yıla göre yüzde 28 artarken, madde bağımlısı olanların sayısı 200 bine ulaşmış durumda.

Ve bu ülkede kayıtlı kayıtsız 100 binden fazla fahişe var ve birilerinin zinadan kazandığı paraların 3,5 milyarı geçtiği belirtiliyor.

Yine resmi makamların verilerine göre geçen yıl bu ülkede tüketilen alkol, 80 milyon litreden fazla.

Ve Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)`ın açıklamasına göre, Türkiye`de sadece sanal ortamda yaş aralığı 18 ile 50 arasında olan 5 milyon kişi, yılda 50 milyar TL`lik bahis oynuyor. Spor Toto ve İddaa`nın  geçen yılki hasılatı 9 milyar TL civarında. Türkiye Jokey Kulübü`nün (TJK) kazancı ise 3 milyar TL dolayında.

Türkiye`de haramlardan uzak durma ilgili çok başlık ve rakam var ve mesela israf da onlardan biri. Bu memlekette günde 5 milyon ekmek israf ediliyor ve rakam her geçen gün artıyor.

Nüfusunun üçte birinin boş oturduğu, yüzde kırkının hiç kitap okumadığı ülkede, insanlar gün içerisinde ortalama 7 saatini bilgisayar karşısında, 3 saatini telefon üzerinden internete bağlanarak ve 3 saatini sosyal medya platformlarında geçiriyor. TV karşısında geçirilen vakit ise ortalama 2 saat.

Dindarlıkla ilgili rakamlar da öyle iç açıcı değil. Toplam 85 bin cami var fakat, MAK danışmanlığın bu yıl Haziran ayında yaptığı araştırmaya göre namaz kılanların oranı sadece yüzde 22. Kur`an-ı Kerim`i yüzüne okuyabildiğini söyleyenler yüzde 33, meal okuyanlar ise yüzde 17.

Eğitimin hali ortada. Matematik, Fen ve Dil gibi temel alanlarda dünya ortalamasının çok gerisinde olduğu daha geçen yıl OECD`nin PİSA raporlarına yansımıştı. Sınav sistemindeki art arda yapılan değişikler de zaten vakıayı ele veriyor.

Ailede geçimsizlik, şiddet ve boşanmalar hız kesmeden devam ediyor. Her beş evliliğin biri boşanmayla neticeleniyor. Geçenlerde bir dost, yalnızca İstanbul Çağlayan adliyesinde dava dosyalarının yüzde 62`sinin boşanma ile ilgili olduğunu ve mahkemelerin bu davalarda sürekli erteleme kararı verdiğini söylemişti. Düğün masrafları tavan yaptığı için midir, yoksa insanların birbirine güveni iyice tükendiği için midir bilinmez ama evliliklerin sayısı da azalıyor, evlenme yaşı hızla yükseliyor, nikahsız birliktelikler artıyor.

Peki ‘işler nasıl` dediğinizde sürekli ‘bu aralar biraz durgun` cevabını aldığınız esnafın durumunu geçtik, milletin ekonomik durumu nasıl? Elbette ki geçmişi unutup küfran-ı nimette bulunmayalım ya da doları, faizciyi filan göz ardı etmeyelim ama gerçeklerin acı olduğunu da unutmayalım. Alın size acı bir not: Mart ayının rakamlarına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 480 lira ve şu anda bu maaşı alarak geçimini sağlamaya çalışan asgari ücretli sayısı ortalama 6,5 milyon. Bu arada mesela İstanbul`da en düşük bir evin kirasının 800 ile 1000 lira arasında olduğunu da hatırlayalım. 

Toplumda adalete olan güven de maalesef yerlerde. Geçen yıl yapılan “Türkiye`de Hukuk Zihniyeti” anketinin sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 69`u “Türkiye`de hukuku en fazla hangisi şekillendiriyor?” sorusuna “ülke içi gruplaşmalar” diye cevap veriyor. Ve aynı araştırmaya göre Türkiye`deki hukuk anlayışında ‘adamına göre muamele` olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 85, ayrımcılığa uğramaktan endişe edenlerin oranı ise yüzde 81.

Elhasıl ekserini paylaşmadığımız, çoğu da devletin elinizde mahfuz ve malum olan rakamlar iyi konuşmuyor, oranlar ümit vermiyor, sayılar yüze gülmüyor beyler.

Bir de bunlar yetmezmiş gibi Kur`an dersi vermiş diye ceza verilen engelli bir bayanı en tehlikeli terörist görerek kapısını kırıp evinden alan memurların toplumun sinir uçlarıyla oynaması var. Olaydaki kötü niyetli, katı kalpli, şerli şahıslar tabi ki Allah`ın gazabına, mağdur edilen bacımız da rahmetine havaledir ve umarız ki en kısa zamanda bu akıl tutulması çözülür.

Madem çok dağınık şeyler söyledik, o halde Evrad-ı Kudsiyye`den şu güzel dua ile bitirelim: “Allah`ım! Senden, öyle bir merhamet diliyoruz ki, onunla korku ve ürpermemizi huzura kavuştur, dağınıklığımızı toparla, aramızda olan ayrılıkları gider, bizi bir araya getir, hastalarımıza şifa ihsan eyle, amellerimizi, işlerimizi ve vakitlerimizi safi ve halis kıl, bereketli yap.” Amin.