Başı sıkışan New York’lu
Günlerdir dolaşan o videoyu mutlaka görmüşsünüzdür.
New York’ta başı metro kapısına sıkışıp uzun süre o halde bekleyen yaşlı bir kadının içler acısı durumunu oradan geçen hiç kimse zerre kadar umursamıyor.
Affedersiniz dankey gibi görmelerine rağmen en ufak bir endişe taşımıyorlar, çok az da olsa bir panik, bir çaba, bir ilgi, bir gayret veya bir teselli emaresi göstermeyi bırakın, durup merakla dahi bakmıyorlar.
Hiçbir şey olmamış gibi, körce, sağırca ve hissizce geçip gidiyorlar.
Olayı kayda alan kişi de aynı.
Uzun süre kayıttan çıkmıyor, arada bir zoom filan yaparak kendisinin bir sabit kamera değil güya canlı olduğunu gösteriyor.
Diğer insanlar hakkında bu kadar duyarsız olduklarını her fırsatta, her yerde ve her düzeyde aşırı derecede belli eden bir güç, bu kadar uzun süre nasıl dünyaya ayar vermeye kalkar?
Üstad’ın tarzıyla söylersek, “Kader buna nasıl fetva veriyor?”
Bu, insanın yeryüzü serüveni için çok sıradan bir gerçeklik.
Zira mesela antik Mısır’da Firavunların düzeni 3000 yıl sürdü ve 170 tane Firavun gelip geçti.
Haliyle değişimi ıslah yönünde olmayan toplumlarda karanlığın ne kadar süreceğini ancak Allah bilir.
“Kendileri ihtiyaç içinde de olsalar, başkalarını kendi nefislerine tercih ederler” biçiminde bir ideal insan hedefleyen dinin karşısına, “başkalarını düşünmeden yalnız ve mutlak surette kendi nefislerini tercih ederler” meydan okumasıyla bile değil, “başkalarının elindekine ihtiyacı olduğunda onu onların elinden alırlar” şeklinde bir aşırı kudurmuşlukla çıkan zır bencillerin elinde hayli yoruldu dünya.
Tabi narsist, kapitalist, post modern emperyalist zihin için o başkası denilenler bir de kendilerine boyun eğmeyen ve kullanılmaya müsait olmayan Müslümanlar ise durum duyarsızlıktan aleyhte duyarlılığa dönüşüyor.
Şimdi geçen bir asır içinde yüz milyonlarca insanı, çıkar ve menfaatleri uğruna katletmekte tereddüt etmemiş egoist yırtıcıların, sahneyi hareketlendirmeye çalıştıkları görülüyor.
Rusya, Ukrayna savaşı şiddetini biraz daha artırmış durumda ve artık NATO’nun da daha net biçimde senaryoya dahil olacağı ortada.
Anglosakson güç, gururunu inciten her Rus hamlesinden sonra Türkiye’ye “Rusya karşısında duruşunu netleştir” diye baskı da yapacaktır.
Demek ki, zulmün her çeşidini reva gördükleri Afrika ve Asya’nın mazlum halklarının başlarına gelenlerin milyonda biri de başlarına gelse asla akılları başlarına gelmeyecek yığınlar, çözümü okkalı bir dünya savaşında arıyorlar.
Bu, onların hal diliyle istedikleri şey.
“İnsan, insanın kurdudur” (Homo homini lupus) sözünü de bir İslam alimi ya da velisi filan söylemedi.
Kış soğuk geçecek türünden çok manşet atıldı.
Onların kaygıları da bizimkine benzemez.
Yalnız olduğu kadar inançsız olan insanların başarısızlık ve elde edememe hissi onlar için büyük bir azaptır. Bununla şimdiden titriyorlardır.
Bu sefer ki aksiyon, “dünyaya tanımsız bir cisim yaklaşıyor” kıvamında şımarık replikler pazarlayan Holywood yapımı değil. Bizzat hırslarının ürünü.
Bakalım, kendi başları sıkışınca dünyanın mazlumları yanlarından nasıl geçecek?