• DOLAR 32.539
  • EURO 35.057
  • ALTIN 2488.994
  • ...
Siyaset insanları yönetme sanatıdır. Dolayısıyla siyasetçi; toplumun maddi/manevi durumunu daha iyi bir seviyeye getirmek için çabalayandır. Bütün derdi vatandaşın kendisidir, gündemi toplumun gündemi, düşüncesi toplumun düşüncesi olmalıdır. Yok, eğer siyasetçi toplumun önceliklerini gündemine almazsa, bir de toplumun inanç, kültür ve geleneğine düşmanlık ediyorsa o siyasetçi toplum tarafından kabul görmeyeceği gibi, parti ve ideolojisi de toplum tarafından benimsenmez.
 
Tıpkı CHP gibi. Bir de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra CHP`nin iktidar olma olasılığı kalmamıştır. Bütün bunlara rağmen CHP iktidar olmak istiyorsa iki konuda radikal adım atmak zorundadır. Birincisi; Partisine muktedir ve çark etmeyen bir lider seçmeli. İkincisi her şeye rağmen zihniyetini değiştirmelidir. İkincisinden başlayalım, CHP`nin sorunu bir düşünce ve zihniyet sorunudur. Tek parti veya Şef`lik dönemi kamburunu sırtında taşıyan CHP`nin, toplumdan destek alması imkânsızdır.
Halka rağmen Halifeliğin ilgası, Frenk kanunlarının hayata geçmesi, ezan-ı Muhammediyenin yasaklanması, Camileri ahıra dönüştürüp tekke ve zaviyeleri kapatması… Bunun için CHP tarihi ile yüzleşmeli, özür dilemeli ve Müslüman topluma karşı zihniyetini değiştirmelidir. Zihniyetini değiştirmeyip günü kurtarma adına takiye yapması, ona asla fayda vermeyecektir. Partisine muktedir ve çark etmeyen bir lider konusuna gelince; “Horozu çok olan köyde sabah geç olur” atasözü tam da CHP için söylenmiş. Çünkü Kılıçdaroğlu bir türlü CHP`ye muktedir olamadı. Hal böyle olunca CHP`de horozlar çoğaldı dolayısıyla her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Sadece bir örnek vermek gerekirse, Referandumdan sonra 80 yaşına merdiven dayayan Deniz Baykal; “Genel Başkan
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olmayacaksa çekilsin. Cumhurbaşkanı adayını genel başkan olarak CHP kurultayı seçsin. Aday olduğu zaman da kurultayı toplayıp, partisinden istifa edip, tarafsız bir cumhurbaşkanı olsun” dedi.
 
Hemen arkasında farklı sesler çıkmaya başlayınca Kılıçdaroğlu cevaben; “Parti içinde kavga çıkartanı kapının önüne koyarım” açıklamasında bulundu. Baykal; “Cumhuriyet Halk Partisi tehditle, öfkeyle, sopa sallayarak yönetilemez” dedi. Derken Muharrem İnce`nin genel başkan adayı olması, Fikri Sağlar`ın ihraç istemiyle disipline sevk edilmesi ve Selin Sayek Böke`nin parti sözcülüğünden istifa etmesi ile CHP bir anda kaynamaya başladı. Bundan sonra ne olacak hep beraber göreceğiz. CHP ile ilgili başka bir konuya da değinmeden geçmeyeceğim. Sayın Abdullah GÜL`ün Cumhurbaşkanı olduğu dönemde CHP`nin içinde olduğu blok “Ekmeleddin İHSANOĞLU” nun aday göstermesi ve şimdi de Baykal`ın 2019 Cumhurbaşkanı seçimi için Abdullah Gül`den bahsetmesi gösteriyor ki sol cenahta halkta karşılığı olan bir aday yoktur. Dolayısıyla toplumumuzda Kemalizm ve Kemalist zihniyet iflas etmiştir.

Diğer Köşe Yazarları