• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2498.11
  • ...

Geleceğimiz olan evlatlarımız amaçsız ve gayesiz büyüyor.

Ne idüğü belli olmayan kişiler TV ve sosyal medyada fenomen yaptırılıp gençlere idol olarak sunuluyor.

Her türlü ahlaksızlık; "anı yaşa" ya da "gençliğin tadını çıkar" gibi yaldızlı ve masum gibi görünen cümlelerle meşrulaştırılıyor.

Bunların doğal sonucu olarak, aile mefhumu ciddi darbe alıyor ve her yıl bir önceki yıla göre aile bağları daha da gevşiyor.

Dünyalık hiç bir değerle satın alınamayan saygı, sevgi, iffet, sadakat ve diyalog gibi manevi hasletler artık unutulmaya yüz tutmuştur. Baba, anne, eş ya da evlat... artık herkesin dünyası ayrı, yaşam kültürü ayrı ve hayata bakışı ayrı oluvermiş.

Gelenek, kültür ve manevi değerler tamamen unutulmuş; yeni nesil başta olmak üzere toplum zevkperest, makamperest ve dünyaperest haline getirilerek zombileştirilmiş;  Avrupa'nın içinden çıkamadığı sözde "özgür bir yaşam"(!) modeline doğru hızlıca ilerliyoruz.

Cumhuriyet tarihi boyunca; bazen silah zoruyla bazen çıkarılan yasalarla bazen de kandırılarak neslimizi bozmak istediler. Bunu da; dayatılan eğitim sistemi, koydukları yasaklar ve uyguladıkları hukuksuzca uygulamalarla başardılar.

20 yıllık AK Parti iktidarı sonucuna baktığımızda bu yıkım aynı hızla devam ediyor. Bazı şahıslar, kurumlar ya da cemiyetler kendi çapında bir imar seferberliğine girmesi elbette takdire şayandır ancak devlet eliyle yapılan yıkım karşısında bu yapıların imar çalışması denizde damla hükmündedir.

Örneğin Peygamberler şehri Urfa'da ya da Türkiye'nin her hangi bir ilinde Ak Parti ile bir bağı olan ya da olmayan STK ve cemiyetler, dindar bir neslin yetişmesi için yıllarca bir imar çalışmasını yapacak; Belediye Başkanı ya da şehrin yöneticilerinin yapacakları ahlaksız bir konser ya da etkinliklerle cemiyetlerin yıllarca imar etmeye çalıştıkları  bu yapıyı bir seferde yıkacak ya da zedeleyecektir.

Daha acı olanı ise bu ahlaksız konserleri, kızlı erkekli Gençlik merkezleri, TV program ve dizileri, sözde festivallar ve etkinlikleri organize edenler de yine dindar nesil projesi edebiyatı yapan Ak Partililer, onların yerel yöneticileridir.

İslam’a ve Müslümanlara tahammülü olmayan düşüncenin iktidarda olduğu dönemlerde neslimizi; bilerek, tasarlanarak ve bir proje dahilinde bozuyorlardı. Şimdi ise 20 yıllık siyasi iktidar birkaç oy fazla almak ve birilerine şirin gözükmek için bunu yapıyor.

Kısacası, yaklaşık yüz yıldır toplumumuzda yetişen her nesil bir önceki kuşağa göre daha çok aslından uzaklaşıyor ve şimdi ki neslimiz ise daha hızlı bozuluyor.

Bu olumsuz şartlara rağmen bize düşen; yöneticileri uyarmak, mutlak hesap gününü onlara hatırlatmaktır. Bunun yanında ümitvar olmak ve dindar bir nesil yetiştirmek için imkan dahilinde çalışmaktır.

Rabbim, hayırlı bir neslin imarı için bizlere imkan ve olanaklar bahşeylesin.