• DOLAR 32.588
  • EURO 34.757
  • ALTIN 2499.39
  • ...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Davos'ta işgalci çete başı Şimon Peres'e verdiği tarihi "One minute" cevabı ile, Kudüs sevdalısı tüm Müslümanların kalbinde taht kurmuştu.

Daha sonra çeşitli platformlarda işgalci çeteye yönelik yaptığı sert açıklamalar, "Normalleşme" maskesi altında bu çeteyle anlaşan ülkelere yönelik eleştirileri dolayısıyla; hem Filistinlilerin hem de Kudüs sevdalısı tüm Müslümanların ümidi haline gelivermişti.

Sayın Erdoğan'ın Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili yaptığı onlarca açıklamalardan sadece iki tanesini siz okurlarla paylaşmak istiyorum.

Birincisi: Selahaddin Eyyübi Sempozyumuna gönderdiği mesajında; "Kudüs'e sahip çıkmak, ona gereken hürmeti, hassasiyeti göstermek her Müslümanın görevidir. İsrail işgalini meşrulaştıran, İsrail'in Kudüs'ü ve Filistin topraklarını ilhak planlarına onay veren, Filistinli kardeşlerimizin meşru haklarını yok sayan her girişim, Selahaddin-i Eyyübi'nin emanetine ihanettir." demişti.

İkincisi: İşgal çetesinin Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistinlilerin evlerine yönelik saldırılarına karşı, İslam ülkeleri ve tüm dünyanın etkili şekilde harekete geçmesi için şu çağrıda bulunmuştu;

"Kudüs tüm dünyadır, oradaki Müslümanlar da tüm insanlıktır" başlığıyla başlayan Twitter paylaşımı şu şekilde devam ediyordu.

"Mukaddes şehir Kudüs'ün onurunu, şerefini, izzetini, haysiyetini korumak her bir Müslüman'ın boynunun borcudur.

Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs'teki ibadethanelere ve Müslümanlara yönelik her saldırı aynı zamanda bizlere yapılmış demektir.

Üç dinin kutsallarını barındıran Kudüs'ü vicdansız, ahlaksız, hukuksuz, saygısız saldırılarıyla kirleten zalimlere karşı çıkmak 'insanım' diyen her bireyin vazifesidir.

İsrail devletinin saldırılarına sessiz kalarak veya kayda değer tavır ortaya koymayarak, dolaylı şekilde destek veren herkes orada yaşanan zulme ortaktır.

İslam ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı İsrail'in Mescid-i Aksa'ya, Kudüs'e ve Filistinlilerin evlerine yönelik saldırılarına karşı etkili şekilde harekete geçmeye davet ediyorum." diye paylaşımda bulunmuştu.

Geçen yıl, Mescid-i Aksa'da cuma namazı sonrası binlerce Filistin'li Gazze'ye destek gösterisi düzenlemiş ve gösterilerde Türkiye'nin Gazze'ye askeri destek vermesi için "Erdoğan" sloganları yükselmişti.

Kudüs sevdalısı tüm Müslümanların büyük bir beklenti içinde oldukarı "Erdoğan", bir anda İşgal çetenin sözde Cumhurbaşkanı ile görüştü ve resmen bu şebeke ile "normelleşme" hamlesine girişti.

Birkaç gün önce ise, işgal rejiminin sözde Cumhurbaşkanını telefonla arayarak, Filistinli mücahidlerin yaptıkları eylemleri "terör saldırısı" olarak nitelendirip kınadı, ölen çete üyeleri için taziye dileklerini ve yaralılara da şifalar diledi. Yetmedi! Çete başı Herzog'un ve tüm Musevilerin Hamursuz Bayramını kutladı.

Evet, dün provakatör siyonist çete üyelerinin; Hamursuz Bayramı'ndaki kurban kesimini Mescid-i Aksa avlusunda yapacakları üzerine, buna karşı çıkan Filistinlilere saldırdılar.

Bu yazıyı kaleme aldığım saatte, Siyonist çete mensupları 400 civarı Filistinlileri tutuklamıştı ve 150'den fazla da yaralı vardı.

Erdoğan'ın siyonist çete ile normalleşme hamlesine karşı siyonistler; yıkım, vahşet ve katliam girişimiyle karşılık verdi.

Doğrusu Erdoğan'ın tavrını merak ediyoruz. Siyonist çete ile yakınlaşmanın ne büyük hata olduğunu anlaması ve bu yakınlaşmanın tekrar gözden geçirmesini umuyoruz.