• DOLAR 32.545
  • EURO 34.859
  • ALTIN 2476.872
  • ...

Terör rejimi israil’in Filistin’de yaptığı zulümler karşısında Dünya üç maymunları oynuyor. İslam âlemi de Filistin davasına kör ve sağır durumdadır. Her ne kadar halkı Müslüman bazı ülkelerdeki kanaat önderleri, cemaatler ve STK`lar Filistin davasına dikkat çekmek isteseler de sesleri cılız çıkıyor.

 Devletler bazında ise Filistin davasını gündeme taşımaya çalışan bazı Ülkeler olsa da gördüğümüz kadarıyla, onlar da somut bir adım yerine, konjonktüre göre kartlarını alıyorlar. İslam âleminin bu tablosundan cesaret alan terör rejimi israil, Filistin hakkında dilediği gibi kararlar alıyor ve uyguluyor.

    Terör rejimi israil varlığını İslam ülkelerine hükmeden yöneticilere ve sözde âlimlere borçludur. Çünkü yönetici ve âlimlerin suskunluğu, halkların da bu soruna sessiz kalmalarına vesile olduğu gibi, uyuşuk bir İslam âlemi doğurmuştur. Yoksa İslam âleminin kalbinde bir ur gibi büyüyen israil`e karşı, Müslüman yöneticiler ve âlimler öncülük ederse terör rejimine karşı toplumsal bir hareket başlar.

Efendimiz’in (s.a.v.) şu hadisi de bunun en büyük kanıtıdır. “İnsanlardan iki sınıf vardır ki bunlar düzelirse toplum düzelir, bunlar bozulursa, toplum bozulur. Bunlar yöneticiler ve âlimlerdir.”

İyi bilmeliyiz ki Filistin davası sadece Arapların veya Filistinlilerin davası değildir. Filistin davası Rabbim Allah (c.c.)`tır diyen her Müslümanın davasıdır.

Dolayısıyla bu dava; esnafın, çiftçinin, memurun, öğrencinin davasıdır. Bu dava; Arap’ın, Türk`ün, Kürt’ün, Fars`ın davasıdır. Yine bu dava; erkeğin, kadının, yaşlının, gencin davasıdır. Kısacası bu dava tüm Müslümanların davasıdır.

Bu davayı topluma anlatmak Müslümanlar için bir görev, sorumluluk ve aynı zamanda bir şereftir. Bu şerefe nail olmak için bir imam cemaatine, bir öğretmen öğrencilerine, bir hoca talebelerine, bir şeyh müritlerine, bir lider müntesiplerine, bir anne ve baba çocuklarına bu kutlu davayı iyi anlatmalıdır.

 Müslüman anne ve baba çocuklarının ismini; Ömer, Selahaddin, Abdülhamid… koymalı ve bu isimlerin tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksa için ne fedakârlıklar yaptıklarını iyi anlatmalı, yine isimlerini; Ahmet Yasin, Şikaki, Rantisi… koymalı ve bu isimlerin Filistin davası için nasıl destansı mücadele ettiklerini, nasıl şehit olduklarını anlatmalı, yine çocuklarını Filistin marşları ve Mescid-i Aksa`nın ninnileriyle büyütmelidir.

    Ayrıca halkı Müslüman olan ülkelerindeki cemaatler, STK`lar, kanaat önderleri… Filistin davasını her platformda gündeme getirmeli, paneller, konferanslar, mitingler düzenleyerek hükümetlerin gündemine taşımalıdırlar.

Bilinmelidir ki Filistin meselesi Ümmetin izzet meselesidir, dolayısıyla bu izzete sahip çıkan, Ümmet namına bu izzeti ayakta tutan direniş grupları bizim için baş tacıdır, onlara minnet borçluyuz.

    Unutmamalıyız ki Filistin meselesi ve Mescid-i Aksa Ümmetin kalesi ve kalbi gibidir, sürekli Müslümanlara kan ve heyecan pompalıyor.

Kale düşerse Ümmet düşer, kale kazanırsa Ümmet kazanır. Mescid-i Aksa`nın özgürlüğü için mücadele edip, şehit olanlara selam olsun, bu uğurda mücadelelerine devam eden bütün yiğitlere selam olsun.