• DOLAR 32.572
  • EURO 34.857
  • ALTIN 2431.545
  • ...
SON DAKİKA

“Büyük şeytanın şerrinden Allah`a sığınırız” demektir.

Büyük şeytan, “Askerlerimizi Suriye`den çekeceğiz” demiş. Bunun üzerine Türkiye`de muhtelif çevreler ABD için; “Nihayet Türkiye`yi anladılar”, “stratejik müttefikimiz”, “Dost Ülke”,  şeklinde açıklamalar yapan, yazılar yazan kişileri, çevreleri hayretle izliyorum.

ABD kimseye dost olmaz, hele hele Müslümanlara hiç olmaz. Çünkü ABD reel çıkarları dışında kimseyi düşünmez. Taktik gereği bazen dost gibi görünse de yeri geldiğinde sözde en yakın müttefiklerini bile sırtından rahatlıkla hançerler. Bunun yüzlerce örneği vardır.

İslam âlemi başta olmak üzere bütün Dünya'da etnik ve mezhebi her türlü fitnenin merkezinde o vardır. Devlet ve örgütleri birbirine kırdırtır sonra şeytanca arabulucu(!) olur ve sonunda hepsini kendine bağlar.

 İslam âlemi için büyük fotoğrafa baktığımızda, tüm fitnelerin merkezinde büyük şeytan ABD'nin olduğunu asla unutmamalıyız. Bunun için her hangi bir İslam beldesinde dâhili veya harici bir kargaşa olduğunda, “Bu fitnenin merkezinde Büyük şeytan ABD vardır” diye kabul etmeliyiz.

 Hatırlayalım! Gezi, 6-8 Ekim, 15 Temmuz ihanetlerinin fikir babası Büyük Şeytan değil miydi? Bu üç ihanetin baş aktörleri şuan Büyük şeytanın himayesinde değil midir? Bütün bunlar gün gibi ortada iken “Suriye`den çekiliyoruz” iddiasına binaen güzellemeler yapanların aklına şaşıyorum.

 Hâsılı, yeryüzündeki her fitnenin arkasında direk veya dolaylı olarak Büyük şeytan ABD'nin parmağı olduğunu unutmayalım.

 Dolayısıyla ABD'nin söz sahibi olduğu bir Dünya'da huzur ve istikrar olmaz. Aynı şekilde Rusya ve diğer emperyalist ülkelerin de ABD'den farksız olduğunu biliyoruz. O halde mutlu ve huzurlu bir Dünya için, adil düzenler söz sahibi olmalıdır.

 Her yerde olduğu gibi Türkiye'de de yaşanan provokasyon ve darbe kalkışmalarının arkasında ABD'nin olduğunu biliyoruz. Gezi ve 6-8 Ekim olayları, 15 Temmuz darbe kalkışması bunun en somut örnekleridir. Ayrıca Fırat Kalkanı ve Zeytin dalı harekâtının da temel müsebbibi yine ABD'dir. Bütün bunlara rağmen Türkiye'nin ABD'yi hala “stratejik müttefik”(!) olarak görmesi veya bunu dillendirmesine bir anlam veremiyorum.

 Türkiye, “stratejik müttefik” safsatasını bir kenara bırakmalıdır. İncirlik başta olmak üzere tüm ABD üslerini ivedilikle kapatarak gerçek bağımsız bir devlet olduğunu ilan etmelidir. 

 Unutulmamalıdır ki ABD, İblisin yeryüzündeki en büyük varisidir, onun için ona Büyük şeytan diyoruz. Elbette şeytan desiseleriyle şeytanlığını yapacak ve onunla ittifak kuranlar da bir şekilde onun emellerine alet olacaktır. Bunun için ABD ile ilgili en doğru adım, “Neuzübillahimineşşeytanilkebir” deyip ondan uzak durmaktır.

 İslam coğrafyasının huzuru için ne ABD ne Rusya ne de başka bir emperyalist ülkeye ihtiyacımız yoktur. Bizim için reçete, İslam âlemi olarak etnik ve mezhebi farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak paydada bir araya gelmek ve vuku bulan sorunlarımızı, iç meselemiz diye kendi içimizde çözmektir. Yoksa büyük şeytanın desiselerine daha çok alet olacağız.