• DOLAR 32.591
  • EURO 34.825
  • ALTIN 2513.766
  • ...

 

Koronavirüs salgını gösterdi ki, dünya, iman etse de etmese de İslam fıkhına uymak zorunda.

Nasıl ki, Batı’nın kural ve kaideleri uluslararası bir kabulle devletler tarafından uyulması gereken bir nizamname olarak kabul edildi.

Nasıl ki, Avrupa Birliği’ne girmek için fasıllara uymak gerektiği kabullenildi...

Yemede, içmede, cinsellikte ve dahası ekonomide İslam'ın kuralları uyulması gereken kurallar olarak kendini dayatıyor.

Dünya Müslüman olmak zorunda değil; ama Müslümanlık fıkhına boyun eğmek zorunda.

Misal; koronavirüs nasıl ortaya çıktı?

Eğer Çin İslam fıkhına uysaydı bu virüs ortaya çıkar mıydı? İslam fıkhı yılan akrep, fare gibi hayvanlarla haşerelerin yenmesine cevaz vermez.

Denebilir ki bir toplum Müslüman olmadan nasıl İslam fıkhını uygulasın?

Bilinmesi gerekir ki fıkıh hukuktur. Ve ilginç bir şekilde biz Müslümanlar bile İslam hukukunun Müslüman olmayan toplumlar için uygulanamayacağını düşünüyoruz.

Hatta çoğumuz için bu cümleler saçma bile gelebilir.

Oysa dünyanın neredeyse tamamı Roma fıkhı ile idare edilirken itiraz edemiyoruz.

Putperest Roma ve Yunan'ın mirası nasıl oluyor da tüm dünyada ortak norm kabul ediliyor diyemiyoruz.

Bir Japon bir Çinli neden İslam fıkhını uygulasın diyebilirsiniz? Şüphesiz bu bir ezberdir… İslam fıkhının sadece İslam dünyasını yönetebileceğine dair bir ezber…

Oysa fıkhın temizlik, yeme-içme ve cinsellik ile alakalı boyutuna tüm dünyanın ihtiyacı var.

Madem dünya globalleşti ve bir köye dönüştü ve madem Çinlinin yediği bir yiyecekten virüsün ortaya çıkma ve yayılma ihtimali var ve bu virüsün biz dâhil tüm dünyayı tehdit etme potansiyeli var. O halde bizim de “yediklerin bizi ilgilendirir” deme hakkımız doğar. Bizim insanlardan temiz olanla beslenmesini isteme hakkımız doğar.

Evet, İslam fıkhına sadece Müslümanlar değil, tüm dünya mecburdur. Çinli, eti yenen ve yenmeyen hayvanları öğrenecek ve köpek yemekten, yılan, çıyan böcek yemekten uzaklaşacak ki beslenme türü kaynaklı hastalıklar türemesin.

Avrupalı zinanın frengi nedeni olduğunu geçmiş yüzyıllarda öğrenmedi bedelini ödedi.

Temizliğin kıymetini bilemedi dünyamız bedelini veba ile ödedi.

Son yüzyılda püskürtülen eşcinselliğin AİDS ile sonuçlandığını hala öğrenemedi sapkın medeniyetler... Bedelini ödüyorlar…

Yarın öbür gün domuz nasıl bir bedel ödetecek bilemiyoruz… Bir virüsün mutasyon geçirip dünyayı tehdit etmesini bekliyoruz. Oysa Allah “yeme” diyor değil mi?

Çok yakında faiz kendi virüsünü doğuracaktır. Kapitalist sömürgeciliğin zararlı virüsü ortaya çıktığında faizin haramlığını konuşacağız…

Biz temizliği İslam’dan öğrendik, Avrupalılar gibi vebadan öğrenmedik.

Yeme konusunda helal ve haramı da İslam öğretti bize… Çin ders çıkarırsa ona da koronavirüs öğretmiş oldu.

Tüm dünyaya helal-haramı öğretecek yüce bir mektep var; fıkıh mektebi. Emir Allah’tan “itaat et rahat et”