• DOLAR 32.349
  • EURO 35.139
  • ALTIN 2307.703
  • ...

‘’Hocam bir yıl önce unun çuvalı 80-90 arası değişiyordu, geçen hafta 180 TL idi. Bu hafta da 320 oldu. Ne olacak? Yani her gün zarar ediyoruz. Nasıl dayanacağız? Devletin buna bir el atması lazım… Ben bir fırıncıyım, bana un geliyor, una  %100 zam yapıyorlar. Buna devlet el atmazsa kim el atacak?’’

Halk, hükümete çok kızgın… Zamlar insanları canından bezdirmiş. Dolar bir lira artınca her ürünün %100 zamlanması insanları çok kızdırıyor. İnsanlar kızdıkları için sağlıklı düşünemiyor. Çevremizde “Siyasetten bana ne ben cebimdeki paraya bakarım.” diyen insanlarla karşılaşıyoruz. Halbuki insanın evinin, mahallesinin, şehrinin ve bütün insanlığın; dünya-ahret huzurunu sağlamayı hedefleyen bir ideali olmalıdır. Rahmetli Erbakan hoca diyorduki: ”Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.”

Hükümetin Faizi düşürmekle ilgili uygulamış olduğu politika doların, altının yükselmesine sebep oldu. Ülke olarak hayatın her sahasında faizin dibine batmış durumdayız. Halbuki faiz, Allah‘ın haram kıldığı, en büyük günahlardan biridir.

Günümüzde ticaretle uğraşan alım satım yapan insanlar, faizin olmadığı bir ticaret ağı, bir ticaret sistemi düşünemiyorlar.

Gerçekten halkımız hükümetten bu pahalılığın sebebini açıklamasını bekliyor. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devleti yöneten yetkililerin, gıdadaki akaryakıttaki ve hayatın her alanındaki pahalılığın sebebini izah etmesi gerekiyor.

Faiz nedir?  Dolar niçin yükseliyor? Merkez Bankası faizleri düşürünce ne olur? Başta Amerika ve Avrupalı ülkeler Merkez Bankası’nın faizi düşürmesine niçin öfkeleniyor? Halk bunları bilmiyor.

Zaten küresel bazda bir ekonomik krizi herkes bekliyordu. Dünyada petrol varil fiyatları 1 yıl önce 43,4 dolar bugün 82,5 dolar yani %90 artış var. Türkiye’de benzin pompa fiyatları 1 yıl önce 6.80 TL bugün 8.40 atış %20-30 arası. Akaryakıtla ilgili pahalılık dünyanın birçok ülkesinde var. Hatta İngiltere’de akaryakıt almak için insanların sıraya girdiğini biz haberlerde gördük.

Ülkemizde her şeyde %100 bir artışın olmasının sebeplerinden birisi de aslında bu ülkede yaşayan, ticaretle uğraşan küçük esnaftan büyük esnafa kadar hepimizin mesuliyeti var. Mesela dolar 1 TL yükselse gıda sektöründeki raflardaki şeker-undan tutun ev fiyatlarına kadar %40 %50 bir zam oluyor. Bu zammı devlet yapmıyor. Biz, kendimiz yapıyoruz. Yani herkes kendi kafasına göre fiyatları arttırıyor. Bunun böyle olmaması gerekiyor. Halkın isyan ettiği, kabul etmediği konu fiyatların insanların keyfine göre artış göstermesi ve denetlenmemesidir.

Geçen yazılarımızda birçok sektördeki esnafın dolar bazına göre değil insanların keyfine göre zam yapmalarından dolayı yaşadıkları mağduriyetleri ifade etmiştik. Yani ekonomik krizle mücadelede hepimize görev düşüyor.

100 yıldan fazladır uygulanan kapitalist sistem ne yazık ki bizlerin de kapitalist bir zihniyete sahip olmamıza sebep olmuş. Ticaretle uğraşan herkes bilir ki insanlar doların veya altının yükselmesini fırsat biliyor veya fırsata dönüştürüyor. Müteahhidinden tutun küçük esnafına kadar kafasına göre herkes zam yapıyor. Bu zamların doların yükselmesi ile orantılı olmadığını hepimiz biliyoruz. Ve doğal olarak fakir insanların alım gücü düşüyor.

Hükümet bu süreçte halkı bilgilendirmeli, yönlendirmeli halkımızı doların, faizin insafına bırakmamalıdır. İnsanların kafalarına göre mallarına zam yapmalarına izin vermemelidir.

Bir de artık başta hükümetin ve bu ülkedeki her insanın şunu iyi anlaması gerekiyor ki: Batılılardan bize hayır yok. Kâfirlerden, zalimlerden bize fayda gelmeyecek. Bizler Müslüman ülkelerle ticaret pazarları kurmalıyız. Müslüman ülkelerle dayanışmalı, sahip olduklarımızı birbirimizle paylaşmalıyız. İslam ümmetinin bütün devletleri ile ortak ticari ilişkiler kurup bu ilişkileri geliştirmeliyiz. Ve dolar denilen kirli parayı ekonomimizden, alışverişimizden çıkartmalıyız.

Faizi elinde tutan küresel şebekeleri başta kendi ülkemizdeki insanlara sonra tüm insanlığa ifşa etmeliyiz. Tabii ki bunları yapabilmek için birinci görev hükümete düşüyor. Sonra siyasi partiler, STK’lar ve topluma öncülük eden herkesin bu konular hakkında gerekeni yapması gerekiyor.

Allah’ım selam sensin selamet de sendendir.