• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

“Hukuk başkadır, kanun başkadır, adalet başkadır. Adaletin tesisine hizmet etmeyen hukuk da kanun da toplum nezdinde hükümsüzdür. Sıkıntıdan milletimizin içini dolduran bir adalet işleyişine rıza gösterebilmemiz mümkün değildir. Onun için ne diyoruz; geciken adalet, adalet değildir.”

Bu sözler Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`a ait. Sayın Erdoğan bu sözleri iki gün önce Çarşamba günü Beştepe Külliyesi`nde gerçekleşen 1. Adalet Şurası`nda dile getirdi.  Konuşmayı izlerken ilk olarak aklıma yıllardır zulmen cezaevinde bulunan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları geldi. Yıllardır adaletin yerine gelmesi, haksızlık ve zulümlerin sona ermesi için seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Seslerini duyurabildiler mi peki? Kanaatimce seslerini duyurdular ve duçar kaldıkları mağduriyetlerden bihaber kimseler kalmadı. Zira yaşadıkları mağduriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan`dan tutun da yüzlerce yetkili dile getirdi ve halen de mağduriyetlerinin giderilmesi için yapılabilecekler konuşuluyor. Ancak buna rağmen mağduriyetleri giderilmiş değil ve bu mağdurlar halen zindanlarda ömür tüketmek zorunda kalıyorlar.

Herkesin ‘adalet` dediği bir dönemde maalesef adaletsizlikler, zulüm ve haksızlıklar aralıksız devam ediyor. Yeryüzündeki huzursuzluğun ve karışıklıkların asıl kaynağı ve insanî ilişkilerin istenilen düzeyde olmamasının sebebi adaletsizliğin hâkim olmasıdır. Eğer bir memlekette adalet tesis edilmemişse, zulüm ve adaletsizlikler günden güne çoğalır ve o memleketin vatandaşları adalet sisteminden şikâyet eder. Zulüm ve adaletsizlikler artıkça, milletin devlete ve iktidar sahiplerine olan güven ve itimadı da aynı derecede azalır.

Memleketi idare eden yöneticilerin en öncelikli vazifesi; adaletli davranmak, zulüm ve haksızlıkları ortadan kaldırmaktır. Aynı şekilde ayırım gözetmeksizin vatandaşın hakkını korumak, can ve mal güvenliğini sağlamaktır. İktidarda bulunan idarecilerin imkân ve güç sahibi olmalarına rağmen adaletin gereğini yerine getirmemeleri vebaldir. Bu vebalin hesabı da Cenab-ı Allah nezdinde ağırdır. O yüzden memleketin idaresinde bulunan yöneticiler bunun hesabını çok iyi yapmalı, adaletin sağlanması için imkânlarını seferber etmelidirler.

Adalet herkese lazımdır ve hiçbir şeye feda edilemez. Eğer adalet yeryüzünde hâkim olursa zulüm ve haksızlıklar sona erer. Böylece hak sahibi hakkına kavuşur. Bunun olması için de mutlak surette çözüm odaklı adımların atılması gerekir. Adalet sadece sözle sağlanmaz; adaletin sağlanabilmesi için söylenenlerin tatbik edilmesi elzemdir.

O yüzden Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`ın Adalet Şurası`nda yapmış olduğu adalet temalı konuşmayı önemsiyor, bazı gelişmeler açısından önemli görüyoruz. Bizler de Sayın Erdoğan`ın konuşmasında dediği gibi, geciken adaletin adalet olmadığının altını çiziyoruz. Adalet yolundan ayrılan, haksızlıklara göz kapayan bir iktidarın gerilediğini, gücünü kaybettiğini dile getiriyoruz.

Bundan böyle gerçek adaletin sağlanması konusunda girişimlerde bulunularak samimi adımların atılması, özellikle de 28 Şubat ve FETÖ yargısı tarafından mağdur edilen mazlumların seslerine kulak verilmesi öncelikli temennimizdir. 28 Şubat ve FETÖ yargısı tarafından mağdur edilen mazlumların tek isteği var: Adalet! Adaletin tesisi ve zulümlerin sona ermesi için yeniden yargılanma talebinde bulunuyor ve yıllardır bu taleplerini yakınları aracılığıyla dile getiriyorlar.

Adaletin tesisi için geniş kapsamlı şuraların yapılması ve ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından geciken adaletin adalet olmadığı konusunun konuşulduğu bu günlerde, söz konusu mağduriyetler bugün giderilmezse ne zaman giderilecek! Elde bunca güç ve imkân varken daha ne bekleniyor? Bu bir zulüm değil midir? Herkes de biliyor ki bu bir zulümdür. Dolayısıyla bu zulmün bir an evvel sona erdirilmesi gerekir. Eğer zulüm devam eder ve kumpas mağduru mazlumlar zindanda tutulmaya devam edilirse, yıllardır edilen dualar bedduaya dönüşecektir. Bunun hesabı yapılmıyor mu? Temennimiz o ki dualar bedduaya dönüşmeden Müslüman mahkûmların yıllardır maruz kaldığı zulümlerin sona ermesi ve adaletin daha fazla geciktirilmeden yerini bulmasıdır.