• DOLAR 32.513
  • EURO 34.559
  • ALTIN 2497.848
  • ...

Mensubu olmakla iftihar ettiğimiz yüce dinimiz İslam, âlem-i beşeriyete insan ve toplum ilişkisinin ilkelerini açıklar, hayatın nasıl yaşanması gerektiğini ve karşılaşılan sorunların üstesinden nasıl gelinebileceğini öğretir

İnsanlığı sahil-i selamete ulaştırabilecek evrensel bir mesaja sahip olan İslam dini; iyiliği, güzelliği, bireye ve topluma faydalı olmayı emreder; kötülüğü, çirkinliği, insanlara ve topluma zarar verecek davranışlar sergilemeyi de katiyen yasaklar.

Muhtelif sorunlarla karşılaşıldığı zaman aziz İslam`a başvurulduğunda, sorun her ne olursa olsun mutlak surette çözüme kavuşur. Zira İslam, insanlık için bir hayat nizamıdır; hayatı şekillendiren ilkeleri içermektedir.

Ne var ki bahse konu hakikatlere rağmen günümüz insanının yaratılış gayesini unutup günden güne İslam`dan uzaklaştığı ve İslami değerlere yabancılaştığı görülmektedir. İslam`dan uzaklaşan ve İslami değerlere yabancılaşan toplumlarda zulüm ve haksızlıklar çoğalmakta ve insanların yaşadığı sıkıntılar ve içine düştükleri manevi buhranlar da aynı şekilde artmaktadır.

Değerlerinden uzaklaşan günümüz insanı gün geçtikçe yüce Allah`ın yasakladıklarını ve mutlak manada nehyettiklerini açıkça çiğneyebilmekte, günaha ve harama dikkat etmemektedir.

Küfür cenahının dayatma ve baskıları neticesinde İslam`sız ve Kur`an`sız bir hayat yaşamaya da zorlanan günümüz insanı, manevi boşluğa girince doğal olarak karşılaştığı sorun ve problemlerde ilahi kanunlara başvurmamaktadır. Bu gerçekler herkes tarafından rahatlıkla gözlemlendiği gibi, İslami hassasiyet sahibi dava erleri tarafından ise bir başka mülahazayla müşahede edilmektedir.

İslami hassasiyet sahibi dava adamlarının bu olumsuz manzaranın değişmesi için bir uğraş verdikleri, muhtelif çalışmalar yaptıkları ve bu olumsuzlukların devam etmesi için emek veren şer odakları ve işbirlikçilerine karşı mücadele ettikleri bilinmektedir.

Tüm bunlara rağmen verilen mücadele ve yapılan çalışmaların yeterli olmadığı açıkça görülmektedir. Zira İslam düşmanı şer odaklar, toplumun ahlaksızlaşması, değerlerinden uzaklaşması ve gençliğin dünyevi arzular peşinden gitmesi için gece gündüz durmadan faaliyet yürütmektedir.

Şer odakları, Müslüman toplumun ilahi emirlere karşı gelmesi ve toplum arasında İslami duyarlılığın zayıflaması için uğraş vermeye devam etmektedir, ayrıca imkân ve fırsat buldukça da dünya halklarına İslam`ı ve Müslümanları ilkel ve barbar tanıtarak kötülemeye çalışmaktadır.

Dolaysıyla, İslam`a ve Kur`an`a hizmeti dava edinen ve insanlığın ıslahı için faaliyet yürüten Kur`an hizmetkârları, bir an evvel bu yetersizliğin ve az çalıştıklarının farkına varmalı, İslam düşmanlarının planlarına karşı daha fazla mukabelede bulunmalı ve toplumun ahlaki çöküntü yaşamasını önlemek adına sürekli bir uğraş içerisinde olmalıdır.

Davası; adalet, hürriyet, hakkaniyet, kardeşlik ve zulmün sona ermesi olan Müslümanlar, yüce değerleri ayakta tutmak ve İslami ilkeleri gelecek nesillere aktarabilmek için, Allah Resulü`nün hayat metodu doğrultusunda gece gündüz demeden çalışmalıdırlar. Özellikle de, sıkıntılardan ve manevi sarsıntılardan kurtulmanın çözüm yolunun aziz İslam`ın hayat bahşeden, yön veren ve yol gösteren ilahi düsturlarında olduğunu her platformda dile getirmelidirler.

Bu konudaki görev ve sorumluluklar en fazla, Allah`ın davasına hizmeti görev bilen, bu uğurda her türlü fedakârlıktan kaçınmayan ve sorunların mutlak çözümünün aziz İslam`da olduğunu söylem, eylem ve yaşam tarzlarıyla ispat eden zamanın Müslümanlarına düşmektedir.