• DOLAR 32.369
  • EURO 34.964
  • ALTIN 2325.646
  • ...

Kadim bir geçmişe ve geleneğe sahip Kürtlerin İslam`ı kabul ettikleri tarih, asırlar öncesine dayanır. Kimi tarihçi ve müfessirlere göre Kürtler, Hazreti Muhammed (sav) zamanında, kimilerine göre de Hazreti Ömer zamanında İslamiyeti kabul etmişlerdir. Hazreti Muhammed (sav) zamanında İslamiyeti kabul etmelerinin dayanağı ise, müfessir Alusi`nin görüşleri gösterilmiştir.

Kürtlerin asırlar öncesi durumu hakkında detaylı bilgi sahibi olmadığımız için, asırlar öncesini değil, son asırda Müslüman Kürtlere yaşatılanları, üzerlerinde uygulanmaya çalışılan plan ve projeleri ve bilhassa da Kürdistan bölgesinde yaşayan Kürtlerin şu anda ne kadar da kardeşliğe ve barışa ihtiyaçları olduğunu anlatmaya çalışacağız.

Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber Kürtler üzerindeki baskıların artığını, yıllar boyunca ders kitabı olarak okutulan tarih kitaplarından biliyoruz. İlköğretim dördüncü sınıftan başlayarak lise son sınıfa kadar bu kitaplar ders olarak işletildi. İşlenen her derste Kürtler, devlete karşı asi ve hayırsız insanlar, vefasız ve isyankâr vatandaşlar olarak tanıtıldı.

Okullarda okutulan tarih kitaplarında yazılanlar ile yetinmiş olsaydık, şu anda bile geçmişte Kürtlerin, Kürt hareketlerinin devlete karşı ne kadar da isyankâr bir politika izlediğine inanmış olacaktık. Ama şükürler olsun ki, okullarda okutulan ders kitaplarında ve sadece bu kitaplarda yazılanları bizlere anlatan öğretmenlerin söyledikleriyle yetinmedik.

Kendi imkânlarımız ve İslami hassasiyet sahibi insanların gayret ve çabalarıyla asıl doğruları öğrendik. Bugün, bu doğruların başkaları tarafından da bilinmesi için gayretkeş oluyoruz; bu doğrultuda yazıyoruz, konuşuyoruz, anlatıyoruz…

Kürtlerin, İslami Temeller Üzerine İnşa Edilecek Kardeşliğe İhtiyaçları Elzemdir

Kürdistan toprakları üzerinde değişik güçlerin çeşitli entrikalar çevirdiği bu dönemde, Kürtlerin hiçbir zaman olmadığı kadar sulha ihtiyacı vardır.

Tabi bu ortamı temin etmenin zorlukları, sıkıntıları da yok değildir. Ki ne zaman sulh ortamının sağlanması için gerekli çalışmalar/görüşmeler yapıldıysa, adımlar atıldıysa bir süre sonra nereden çıktığı meçhul engeller ile karşılaşılmıştır. Sonrasında bu engeller sorunun büyümesine, sulh ortamının da temin edil-e-memesine neden olmuştur.

Geçmişte yaşanılanlar -ya da Kürtlere yaşatılanlar- tecrübeler ile sabittir ki, Kemalist zihniyetle sürdürülen bir yönetim, Kürtlere verilmesi gereken hakların hepsini veremez ve Kürtler arasındaki kardeşliği tesis edemez.

Her ne kadar 2002`den beri iktidarda olan AKP bu süre içerisinde açılımlar yapıp bazı adımlar attıysa da, bunun sonu gelmediği için istenilen hedefe ulaşılamadı. Kürtler elde etmek istedikleri haklarının tamamına kavuşamadı, hala da Kürtlerin yaşadığı bölgelerde baş gösteren sıkıntılar bunun apaçık örneğidir.

Aslında, AKP`nin açılım sürecini göz önüne getirdiğimizde sağlam bir temel üzerine inşa edilmediğini görürüz. Yanlışlıklar ile başlayan süreç sorunları ortadan kaldırmaya yönelik iken sorunlar ortadan kalkmadı, aksine daha büyük sorunları doğurdu.

Böylece daha ilk zamanlarda AKP`ye duyulan güven, zedelendi. Zaten daha sonraki süreçlerde de, istenilen başarı elde edilemediği için AKP`nin açılım projesi sessiz sedasız sona erdi.

Aradan zaman geçmesine rağmen AKP`nin başarısız olduğu bir projeyi neden gündeme getirdiğimi düşünebilir, zaten oldubitti diyebilirsiniz…

Ergenekon, PKK ve uzantılarının süreci muayyen bir şekilde sabote ettiğini söyleyebilirsiniz…

Aslında AKP açılım projesinde samimiydi, ama iç ve dış güçler engel çıkardı tespitinde de bulunabilirsiniz…

Bu düşüncelerinize karşılık;

• Eğer Kürt iseniz, hiçbir siyasi mülahaza gütmeden düşüncelerinizi bir kez daha gözden geçirmenizi,

• Kürt değilseniz, yıllardır büyük umutlarla bekleyip verilmesi gereken temel hakları verilmeyen bir halkın yerine kendinizi koymanızı, yani duygudaşlık yapmanızı istiyorum.

Sanırım o zaman, bunları neden bir kez daha gündeme getirdiğimi anlayacak ve endişelerime hak vereceksiniz.

Aslında şunu da demek istiyorum;

Kürtler, temeli gösterişe dayalı açılımın sona ermesiyle en temel haklarından mahrum bırakılmaya devam mı edilecekler?

Özlemle, hasretle tahayyül ettikleri kardeşlik ve sulh ortamına kavuşmayacaklar mı?

Bu durumda umut Kemalist zihniyetin güdümündeki sistem olmadığına göre, nedir?

Elbette ki, Kürtlerin kendi aralarında tesis edecekleri bir “Kardeşlik Projesi”nin derhal hayata geçirilmesidir.

Tabi bu projenin sınırlarını, kesinlikle İslami kaide ve kurallar oluşturmalıdır. Yoksa bu projenin de, AKP`nin açılım projesinden hiçbir farkı kalmaz.

Kalın sağlıcakla...