• DOLAR 32.381
  • EURO 35.004
  • ALTIN 2326.06
  • ...

Bismi Teâla       

Üstünlerin hukuku, kişiye/kişilere göre ya da oligarşik hukukun egemen olduğu bu memlekette; insanlığı ve vicdanı sızlatan çok uygulamalar gördü kamuoyu. Bunun adı Fetö,Etö..ismi ne olursa olsun fark etmez aynı zulümler olmuştur ve devam etmektedir.

Dindar insanlara karşı olan kininiz nerden gelmektedir?  Hele hele bu dindarlar Türkiye`nin şark illerindeyse kininiz daha da mı artmaktadır? 

28 Şubat ve Fetö mağduru olan dindar Müslümanların hapishanelerde bile çektikleri haksızlıklar çok duyulmuştu, görülmüştü, kamuoyuna yansımıştı fakat geçen bir iki gün önce basına yansıyan ‘`ameliyata bile elleri kelepçeli götürülen Şeyhmus Alpsoy adlı 28 Şubat mağduru Müslümana`` reva görülenler adeta insanlığa yapılan büyük bir hakaret olarak hafızalara yerini aldı…

Gerçi İslami kesim;

Birinci dereceden vefat eden yakınlarının taziyesine getirilmeyen Yusufiler gördü!..

Bunun sonucunda kimileri annesinin, kimileri de babasının taziyesinde bulunamadı…

Amansız hastalıklarla boğuşup ta üstelik raporları olduğu halde Yusufileri ölümle baş başa bırakan uygulamalara şahit oldu!..

Ne yazık ki bunlardan kimileri hapishanelerde vefat etti; kimileri de ölümcül hastalıklarla boğuşmakta…Şeyhmus abi de bunlardan bir tanesi değil mi?...

Daha geçen gün kanser hastası söz konusu kişinin ameliyat salonuna götürülürken bile ellerine kelepçe takılmasının makul  izahatı yapılabilir mi???

Garabete bakar mısınız; Reisi cumhura suikast yapan timde yer alan hain Fetö`cü, ‘`kahraman`` posterli tişört ile duruşma salonuna getirilirken; ‘`mustazaf`` bir Müslümana biçilen ise ameliyat masasına, ellerine kelepçe takılarak bıçak altına alınmak…

Vicdan sizin… Yorum sizin…

Tüm bu vicdana ve insanlığa sığmayan uygulamalar, tarihte Müslüman bir âlime yapılanlarla zihniyet olarak ne kadar benzerlik arz ettiğini nazarlarınıza sunmak istiyorum.

‘`Erzincanlı Mevlevî Şeyhi İbrahim Hakkı Efendi, vaaz ve eserleriyle halk arasında çok sevilen bir ilim adamı, Sultan Abdülhamit ve Reşad döneminde saray vaizidir. 1915'de Erzincan ve çevresinde topladığı Mevlevî gönüllüleriyle gittiği Kanal Savaşı'ndaki mücahitlerdendir. Cevval biri olarak bilinir. Atıf Hoca'nın idamından 4 ay sonra Erzincan'a gelen İstiklâl Mahkemeleri, Ankara'dan aldığı emirle İbrahim Hakkı Efendi'yi arar ama bulamaz. Gıyabında gerçekleşen tek celsede, asılarak idam kararı çıkar. Bu sırada Kemah'taki köyünde olan İbrahim Hakkı, askerlerin geleceği gün rüyasında Peygamber Efendimiz'i (sav) görür ve ailesiyle helalleşir. Sabah ezanı okunduktan sonra namaza durur. İkinci rekâtta secdede ruhunu Rahman'a teslim eder. Hakkında arama emri bulunduğu için oğlu babasının vefatını jandarmaya haber verir. Seyyar mahkeme doğrulatmak için bir heyet gönderir. Mezarın açılmasını isteyen askere köylü karşı çıkar ama beş gün önce defnedilen cenazenin yüzü açtırılır, köylüye onaylatılır. Kefeniyle birlikte çıkarılan cenaze kurulan darağacında asılır. Kemah Nahiye Müdürü'nün "Adamcağız zaten ölmüş niye asıyorsunuz?" sorusuna verilen cevap şöyledir: "Mahkeme asılarak idamına karar vermiş. Biz kararı yerine getiriyoruz." (Necip Fazıl Kısakürek Son Devrin Din Mazlumları)

Vicdan sizin… Yorum sizin…

Adalet denen mefhum hiçbir zaman 28 Şubat ve Fetö mağdurlarına gelmedi maalesef! Hafta içinde 2011 yılında ‘`Fetö`` yargısınca açılan bir davada HÜDA PAR kurucu başkan yardımcılarına ve üyesine verilen cezalar, ki bu cezayı verenler-kurguyu hazırlayanlardan kimileri Fetö darbesinden ötürü cezaevinde ve kimileri de aranan kişiler içinde olduğu halde…

Fetö kumpası ile kurgulanan bu dosya Ergenekonlara, ulusalcılara, AK parti kadrolarına yapılmış olunsaydı; acaba dosya yeniden mi ele alınırdı? Yoksa geçersiz mi görülürdü? ya da bu şekilde ceza mı verilirdi?..

Ey kasıtlı yargı! Eğer kininiz sırf bu camianın ``Mütedeyyin, sağduyulu, ilkeli, cesur`` vasıflarından dolayı ise dün Said-i Nursi`nin tavrı ne ise bu gün bunların tavrı da bundan farksız olmayacak kanaatindeyim.

Yok, eğer kastınız bu insanların inançla birlikte ‘`Kürt etnik kökenleri`` ise, dün Said-i Kürdinin tavrı ne ise, bugün onun izinde giden Müslümanların tavrının değişmesini bekleyemezsiniz.

Üstadın ağzıyla ‘`Zalimler için yaşasın Cehennem!``

(Tesettürlü ile ilgili yazı yazmayı düşünmüştüm fakat bu zalimane uygulamalara ilişkin yaşananlarla ilgili yazmadan geçemedim)

Sağlıcakla kalınız…