• DOLAR 32.538
  • EURO 34.763
  • ALTIN 2490.568
  • ...

Bismihi Teâla

Önümüzdeki hafta MEB Şurası toplanacak.

Ana gündemi eğitim/öğretim olan bu kurulun alacağı kararlar;

ciddidir, bağlayıcıdır…

Kabataslak konuşulacak konular resmi ağızlarca dile getirildi.

Bunlardan biri de “Öğretmenlerin mesleki gelişimi” olacak.

Enine boyuna,

Aklanmadan paklanmadan,

Süslemeden püslemeden,

Vicdanen,

hesap verilebilirlik- sorulabilirlik…

duruş ve iradesi gösterilirse neden olumlu neticeler alınmasın!

Ama sırf formalite yerine gelsin,

Dostlar alışverişte görsün,

eğitime dair alınanların takip ve devamı sağlanmayacaksa,

beklentiler karşılanmayacaksa,

sıradan bir toplantı ötesinde geçmeyecektir.

İyileştirmenin en başta geleni:

 Eğitim sistemini tüm  ayrık ve ısırıcı otlardan ayıklamak!...

Deyim yerindeyse işin mutfağından başlanmalıdır.

Ki bunların başında öğretmenler gelmektedir.

Zira dönüştüren, geliştiren, hayata bağlayan; bilinç ve şuur veren onlardır.

MEB’in öncelikle kendisine soracakları:

-BİR: Eğitim fakülteleri günün koşullarına göre öğretmen yetiştirmede yetkin midir?

-İKİ: Eğitim fakültelerinde okutulan derslerin içeriği öğretmen adaylarını mesleğe hazırlayabilmekte midir?

-ÜÇ: Öğretmenlik meslek bilgisi derslerinin içeriği öğretmen adaylarını öğrencilere uygun rehberlik hizmetini sunabilme anlamında yeterli kılabilmekte midir?

Öğretmen adaylarının seçimi önemlidir.

Ehliyet ve liyakat en üst perdede görülmelidir.

Hatta eğitim fakülteleri girişte öğretmenlik puanlarını yüksek tutmalıdır.

Öyle puanlar yerlerde gezinmemeli.

Adayın “sırf boşta kalmayayım”,

“Fakülte okuyor desinler”,

Hiç olmazsa asgari de olsa “maişetimi kazanayım”

gibi nitelikten uzak yaklaşım tarzlarına boşluk bırakılmamalı…

Eğitim fakültelerini optimal bir akademik hüviyete dönüştürmeli.

Cazibe merkezlerine dönüştürülmeli…

Fakülteler öğretmen yetiştirmede tam bir okul olmalıdır.

Mesleki gelişim en üst düzeyde olmalıdır.

Etik, erdem menşeli dersler okutulmalı...

Zira ‘manevi gelişim’ olmadı mı istifade etmede noksan kalınır.

 

Öğretmenlik mesleğinin saygınlığına halel getiren tüm olumsuzluklar minimize edilmedir.

Medyada alay konusuna izin verilmemeli,

Öğretmeni rencide edici tavırların önüne geçilmelidir.

Kuraldır:

Değer görülen şey değer verir!

Gelecek öğretmenlerin omuzlarında…

Onların memnuniyetleri önemli…

Doyurucu mesleki saygınlık,

Tatmin edici özlük hakları vs.

Sağlanması durumunda istifade etme çetelemiz yükselmez mi?

  Sahi, öğretmen yetiştirilmeden öğrenci yetiştirilir mi?

Kalın sağlıcakla…