• DOLAR 32.549
  • EURO 34.995
  • ALTIN 2424.423
  • ...

Bismihi Teâla                                                                                                                        

    Devasa güce ulaşan FETÖ, makyavelist ve pragmatist uygulamalarla nüfuz ve nüfus sahibi oldu. Çok mesafeler kat ettiğini, okyanuslar ötesine dek ses verdiğini herkes geç de olsa gördü, duydu.

    Peki, bunu nasıl sağladı?

BİR: ‘’Nabza göre şerbet’’ verdi. Yani her renge girmek için farklı farklı fırçalar, tuvaller kullandı.

İKİ: Menfaati için kutsalları bile satışa sundu.

ÜÇ: “Yaranmak” için hep çelişkiler içinde bulundu.

DÖRT: Helal ile haramı karıştırıp sözde hizmet politikasını sundu.

BEŞ: Tacirliğe soyunup, milleti soydu.

    Kısacası düz gösterip yan çizdi hep! Neyse isimden çok beni en çok alakadar eden anlayıştır, mantalitedir.

    “Asım’ın Nesli”, “Dindar Nesil” öyle lafla pratize olacak şeyler mi? Sloganlarla, basmakalıp sözlerin kolaycılığına milletin karnı şişti artık! Yapmayın, etmeyin, yazık günah!..

   ‘Sanal ortama dikkat et diyeceksin’, ‘internet bağımlılığına dikkat çekeceksin’ öte yandan yasal kumar diye güzellemeler yaparak vatandaşın sanal ortama geçişi için koşulları olağan hale getireceksin!..

   ‘Evliliğe methiyeler dizeceksin’, ‘nikaha atıflarda bulunacaksın.’, ‘Çocuk sahibi aileler diyeceksin’ fakat genç yaşta evlenen çiftleri ayıracaksın!..

   Genç bireyler için işin, aşın zaruriyet olduğu bugünlerde kaynakları eğlence türü uygulamalarla çar-çur edeceksin!..

   Büyük bir boşluk içerisinde, zevk ve haz düşkünü, teknolojik aygıtların pençesine düşen gençlik; korkutuyor, ürkütüyor… Maazallah! Geleceğimiz kararabilir…

    Aklı kalbiyle mutabık olması diğer deyişle kalbin tatmini hakikaten büyük önem taşır. Kalbin tatmini müzik mi? Spor mu? Haz mı? Para mı? Sınırsız özgürlük mü? Moda mı?..

   Eğer bu tür aktiviteler ise çok denenmiş, çok görülmüş ki bu gençlik öncü gençlik olmamıştır. Böyle bir kuşağın toplumu müspete dönüştürdüğüne ilişkin örnek göstermekte zorlanıyorum doğrusu. Fakat özünü fikir, inanç ve irade doygunluğuna eriştiren bir genç; bu edinimlerin bereketiyle makus talihleri tersine çevirme gücünü göstermiştir. Bunun örnekleri rahatlıkla söylenebilir.

   Vahiy-ilahi söz- genel geçer, evrensel öğretiyi sunuyor aslında “Biliniz ki ,kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”(Rad suresi/28)

   Peki, kendisine Müslümanım diyen devlet yöneticilerinden asıl beklenen bu değil midir? Ya da ruhu, kalbi besleyen asıl azık olan bunu vermek değil midir?

   Pandemi bir musibettir, doğal afetler de hakeza… Fikre, düşünceye, muhasebeye yorabilecek bu hassas durumları yapay şeylerle geçiştirmeye yeltenmek ne kadar doğrudur? Ya da çözüm bu mu?..

   Cazla, popla, hoplamayla, patırtı gürültüyle gençliği durduramazsınız!

   Her yarar sağlama güdüsü yararlı şeyler doğurmaz. Kendisine menfi olmakla beraber siyasi kazanım sağlayacak politikalarla toplumun sabitelerinden ödün verilemez. Yoksa kendi ayağımıza sıkarız, yarası derin; tedavisi güç olabilir!

Kalın sağlıcakla…