• DOLAR 32.598
  • EURO 34.786
  • ALTIN 2408.77
  • ...

 

 2016-17 eğitim öğretim yılı 09 Haziran itibariyle bitiyor. Çocuk ve gençlerimize, ayrıca bunlardan umut bekleyen velilere hayır ve bereketler getirsin.

Yapılması gereken öncelikler var. “Gezip görmek, tefekkür etmek, düşük dozlu tamamlayıcı ders ve kurslar…” gibi.

*Tatil; evvela bir tatil gibi olmalı. Gençlere, okulda canlarını fazlasıyla sıkmış olan kurallar tekrar dayatılmamalı. Zamanla farklı bir ortam görme isteğimiz fıtridir. Eğitimde yorulan gençlerimiz bunu hak ediyor.

De ki, ‘Yeryüzünü dolaşın ve yaratılışın nasıl başladığını görün.` Sonra, yine ALLAH (Ahiretteki) son yaratılışı başlatacaktır. ALLAH`ın her şeye gücü yeter.” (Ankebut 20)

Rabbimiz; mahlûkatın, ilk yaratılışın anlaşılması için, gezip görmemizi emrediyor. Dünya, sadece büyüdüğümüz anne kucağından, hanemizden ibaret değildir. Başka diyarlar da vardır.

Zerreden küreye kadar, tüm mahlûkattan alacağımız dersler vardır. Bunlar; bizi mahlûkatla, diğer insanlarla barıştırır; ufkumuzu genişletir; bağnazlıktan, şiddetten uzaklaştırır.

“De ki: “Yeryüzünde gezin dolaşın da (Peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün.”(En`am 11) ve benzer anlamdaki Rum 42. Ayetlerde, coğrafya ve tarihte olup bitenlere dikkat çekiliyor.

“Keyfe kâfi olabilen meşru dairede;” gücümüz nispetinde imkânlar sunmalıyız. Gençlerimizin zevk, lezzet, eğlenme arzularından; özgür ve bireysel davranışlar sergilemelerinden ürkmemek; aksine paylaşmak lazımdır. Aksine, her şeye ulaşmanın kolay olduğu günümüzde gençlerimizi kaybederiz.

Peygamberimizin(a)`in sütannesinin köyündeki doğal yaşamı; ona huzur, güven ve sıhhat vermiş; şehrin çirkeflerinden ayırmış ve Fahr-ı Kâinat olmasının ilk mektebini oluşturmuştur.

Tatilin eğitim yönü unutulmamalı. Tatil ve turizm tadında, eğitime katkı yapan bir tatil mümkün. “

*Çocuklarımızı ev ortamının dışında hatta mümkünse bulunduğumuz beldenin dışında bir “dernek, vakıf veya cemaate..” mutlaka göndermeliyiz. Oralarda farklı ortamlar, çevreler edinir; değişik karakter ve kültürlerle tanışma imkânı bulur. Kendi kendine yetebilme becerisini kazanır.

*FETO`dan dolayı hazırlanan Hükümet Raporunda, İslami Camiaların hedef tahasına oturtulması bir talihsizliktir. Rapor; Müslüman mahallesinde salyangoz satmak ve daha da önemlisi Sayın Cumhurbaşkanının etrafını boşaltmak, altını oymaktır.

15 Temmuz ihanet ve Casusluk Darbesini zelil eden, tanklara çıkabilenler, cemaatler sayesinde yetişen dindar kesimdir. Unutulmamalıdır ki; FETO, bir cemaat değil; cemiyet ve ecnebi karakterli bir örgüttü. Pireye kızıp yorgan yakmak, gaflet ten değilse ihanet olacaktır.

Şahsen üç çocuğumu kurtarabilmiş ve çağa göre yetiştirebilmişsem; bu, çabalarımla değil, -bi-iznillah- “cemaatlerin sayesinde” olmuştur. Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar. “Allah`ın rahmet eli –ferdin değil- cemaat(ler) in üzerindedir” bilmeliyiz. Bu yüzden de var olsunlar, minnettarız.

*Sağlam kafa, sağlam vücutta olacağı için; çorcularımızı sporun, onlara uygun olanlarıyla tanıştıralım. Spor; ruh ve beden gelişimini sağlar, savunma mekanizmalarını geliştirir; kendi kendine yetebilme kabiliyetlerini geliştirir.

Ülkemizde haddinden fazla tatil süreci var ve zaman israfı oluyor. Bu yüzden, tatili eğitime katkı için değerlendirmek zorunludur. Çocuklarımızın; son gülenin iyi güleceğini bilip, ilk ve erken gülenlere kanıp gevşememeleri lazım.

*Tatil; 4+4+4 eğitim süreçlerindeki çocuk ve gençlerimizin “yaş, bilgi ve kabiliyetlerine” uygun olarak değerlendirilmeli. Bu da; “dinlenme, eğlenme, gezip görme; düşük yoğunluklu tamamlayıcı ve destek kurslarıdır.

*Tatil; ilk 4 (anasınıfı ve ilkokul)çocukları için; akraba ve özellikle aile büyükleriyle bütünleşme” şeklinde olmalı.

Teyze, hala, dayı, amca… ve bunların çocuklarını tanıma; özellikle de “dede ve ninelerimizin” şefkatli ellerini hissetme, sıcak kucaklarına sığınma ihmal edilmemeli.

İlim okulda öğrenilirse, irfan da işte bu mana mekteplerinde öğrenilir.

*Kendini inkâr eden soysuz ve köksüz nesil yetiştirmemeliyiz. Annesinin konuştuğu dili bilmeyen, hatta alay eden; dede ve ninesini tanımayan nesil, milli ve yerli olamaz; huzurun değil, hüznün yitik nesli olur.

İstenemesek de sonunda mutlaka karşılaşacağımız korkularımızla şimdiden yüzleşipq çareler üretmeliyiz. Ümmet olarak, günü kurtarma hesaplarımızın muzdaripiyiz.

Ümmet; red ve inkârı, ötekileştirmeyi aşmış, FARKLARIN oluşturduğu huzurlu İHVAN topluluğudur.

Tatilimizin; birlik için basiret, ümmet için vahdet; dünya için sükunet, evlatlarımız için muvaffakiyetler getiren bir mektebe dönüşmesi duasıyla..!