• DOLAR 32.342
  • EURO 35.146
  • ALTIN 2311.305
  • ...

Yemen Türküsü`nden biliriz; “Ah-o Yemendir, gülü çimendir/Giden gelmiyor, acep nedendir” diye. Haçlı dünyası ve Yahudi Sermayesinin “mera ve otlağı” olan Suud; bu rolü oynuyor, amatörce…

İlgililere duyurulur; zinhar biline!

Son on, on beş yılda araya “dini, ticari, sosyal ve siyasal sebeplerden” dolayı giden başta İslami camia liderleri olmak üzere; STK temsilcileri bu eman topraklarında  tutuklandı, sorgulandı, hapsedildi, fail-i meçhullere(!?) kurban edildi veya kayboldu(!).

Afgan ve özellikle Çeçen Cihadının önde gelenleri bu mankurtların eliyle; buralarda, kaldıkları otel odalarında şehit edildiler.

Bütün bunlar yetmedi; uluslararası toplantılara(!) gelen hedef ülkelerin kamu görevlileri, devlet adamları aynı akıbeti yaşadı, kayboldu.

Yakılmayan bir Çağdaş Yemen türküsü, sessiz çığlık gibi yükseliyor oralarda:

“Havada bulut yok bu ne dumandır/ Mahlede ölüm yok bu ne şivandır
Şu Yemen elleri ne de yamandır
Ah-o Yemen'dir, gülü çimendir, giden gelmiyor, acep nedendir
Burası Huş(Muş)'tur, yolu yokuştur, giden gelmiyor, acep ne iştir”

Sormak lazım; başta Suud ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Hicaz/Körfez ülkeleri; hamileri olan Haçlılardan izinsiz, bu işleri yapabilirler mi? Sanmıyorum.

O ellerde dünden bu güne yaman şeyler oldu?

Geçen yıl Lübnan başbakanı Sad Hariri, yine Suud`da katıldığı bir Çöl Davosu`nda kayboldu. Sonra insan aklıyla alay etmek demek olan komik gerekçelerle -bibexşînin- “işi salağa vurarak, pişkinlikle” izaha çalıştılar.

“Kayıptır…, rehindir….,  tedavi oluyor…” denildi. Perde arkasında neler oldu; ne tavizler koparıldı bilemeyiz ama malumun ilanı yapıldı.. Haftalar sonra da normal bir misafir gibi ülkesine yollandı.

Şimdilerde de Gabon devlet başkanı Ali Bongo gittiği aynı Çöl Davosu`nda bir aydır kayıp yada ülkesine dönemiyor.

Düşünebiliyor muyuz? Uluslar arası bir görüşmeye giden bir ülkenin devlet başkanı kayıp ve yer; sözümona “yasama, yürütme ve dahi yargısı” olan bir devlet. Ama velakin fail-i meçhule giden de Gabon devlet başkanı. En haklı davasını dahi anlatamayacak ama zengin altın, elmas, enerji kaynaklarının bulunduğu bir devlet ve bunun başkanı.

Cahiliye Dönemindeki müşrikler dahi o topraklarda kendisine gelen Müslüman`a yani can düşmanlarına EMAN veriyorlardı. Gerekirse, eman verdiği kişinin can, mal, namus güvenliğini temin için ölüyordu.

“Fe-weylun lil-musellin…!” ve veyl olsun bu denaet ehline! Hiçbir ilkesi, değeri yok!

Cahiliye Müşriklerinin dahi zül saydığı bu aşağılık kültür nereden bulaştı bunlara? E.Süfyanın Nesli, hasımlarını “iftira, şantaj-montajlarla, fail-i meçhullerle..” ortadan kaldırıyordu ama bunlar anlara da rahmet okutacak(!).

Bütün bunlar; Haçlıya ispat-ı vücut ederek yarınki saltanatına hazırlanan SERİ KATİL Veliaht Prens Mih-bin Selman`ın acemi korsan hesaplarından.

Kaşıkçı Cinayeti de aynı seri katilin işi.

Müslüman ülkelerdeki her pisliğin, karanlığın altında parmakları var. Batı, sabıkalarını bu yerli işbirlikçilerinin eliyle işliyor.

Batıdır bu; yerlilerin ülkesinde, yerlilere koltuk ve saltanat göstererek seri katil yetiştiriyor. Cinayetlerinin çok sırıtanlarını bunlara işletiyor. Sonra görülen lüzum üzerine bu katillerinin bir kısmını yarı ölü olarak bir yerlerde yaşatıyor yada cezalandırıyor.

Tunus`un Zeneli, Haşhaşilerin mezrası olan Suud`da yarı ölü olarak yaşatıyor. Mısır firavunlarının varisi Hüsnü`yü, Mısır`da zilletle yaşatıyor.

Bir zamanlar ülkeleri için “milli şef, milli kahraman yada kurtarıcı yaparak heykellerini diktirdiği…” Sadam ve Kaddafi gibilerini ise yerlilerin(!) eliyle idam veya linç ettiriyor.

Dersim Mazlumu Seyyid Rıza`nın diliyle; “…ayıptır, günahtır, cinayettir!”

“İslam garip ve mülüman ise hala terörist(!?) ve avcılar ise iş başında ya Aziz`untikam!

Bu ne devrandır?

 “Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi/ Hainlere amma ki riayet yeni çıktı// İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki/ Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı // Milliyyeti nisyan ederek her işimizde / Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı” (Z .Paşa) vesselam.