• DOLAR 32.595
  • EURO 34.797
  • ALTIN 2505.43
  • ...

Türkiye bu iki soru ile karşı karşıya kalmış durumda. Muhtemelen Nisan ayında önümüze sandık konulacak ve evet mi, hayır mı diye bizlere sorulacak.

Tabi bu iş bir referandum olmaktan çoktan çıktı. Durum bunun ilerisinde bir noktaya gelmiş bulunmaktadır. Mesela sandıktan hayır oyu çıkarsa, AK Parti hükümeti şimdiki gibi yoluna devam edemez. Mutlaka erken seçime gitmelidir. Kısacası sandıktan çıkan oylar hükümetin rotasını da çizecektir.

Ya da evet oyları galebe çalarsa, bu kez CHP ve HDP`de dalgalanmalar olabilecektir. Çünkü seçim kaybetmiş gibi algılanacaklar. Bu da yönetimlerinde depremlere sebebiyet verebilir.

Geçen hafta Diyarbakır ve Batman`ı ziyaret etme fırsatı buldum. Bölgeye bir de evet ve hayır cephesinden bakmaya çalıştım. Görebildiğim kadarıyla PKK bölgede sessizliğe bürünmüş durumda.

PKK`nin bu tavrı, kış aylarında pusuya yatma olarak değerlendirilebilir. Ancak hendek siyaseti PKK`ye darbe vurmuş durumdadır. Çünkü bölge halkı bunca kayyum atamalara ve HDP`lilerin tutuklanmalarına ses çıkarmamaktadır.

Tabi bu durum bölge halkında tam bir kırılma olduğunu göstermez. Ya da herkesin toplu olarak AK Parti veya başka bir parti safına geçtiği anlamına da gelmez. Ancak bu sessizlik HDP açısından pek hayra alamet değil.

Genel kanaat şudur ki, PKK barış sürecini çok çabuk harcadı. Ortamı değerlendiremedi veya gelişmeleri tam okuyamadı. Dolayısıyla bölgeye, halkın istemediği bir şiddet dayattı. Bu da PKK`ye prim kaybettirdi.

Eskiden olsa bu referandumda kesin olarak hayır oyları çıkar derdik. Ama şimdi durup, derin bir nefes alıyoruz ve temkinli konuşmalar yapıyoruz.

Yine de bölgede hayırlar fazla çıkacaktır. Ama öyle eskisi gibi ortalığı silip süpürme şeklinde değil. Evetlerin oranı epey yüksek olacaktır. Yani beklenenin üstünde olması kuvvetle muhtemeldir.

Bakalım PKK oturup, bir iç muhasebe ya da kendilerinin deyimiyle özeleştiri yapabilecekler mi? Belki de eski anam babam usulü kör şiddete başvuracaklar. Bölge insanını eften püften bahanelerle öldürüp, yine korku cenderesine sokacaklar.

Bilindiği üzere PKK bölgede inisiyatifi kaybedince hemen silahlara sarılıp birkaç korkutucu eylem yapmaktadır. Bu arada birkaç kurban seçilmekte ve etkili yetkili kişiler harcanmaktadır. Belki de yine böyle şiddet yöntemlerine müracaat edip, halkı sindirme yolunu tercih edecekler. Çünkü PKK`nin en iyi bildiği dil şiddettir.

Bu referandumda en belirleyici parti MHP`dir. Çünkü 15 Temmuz sonrası Başkanlık sisteminin Meclis`e getirilmesi gerektiğini savunarak, Türkiye`nin gündemini değiştiren bu parti ve AK Parti`nin Meclis`teki çoğunluğu ile Anayasa değişikliklerinin geçtiğini biliyoruz.

Acaba tüm MHP`liler Devlet Bahçeli ile aynı fikirdeler mi? Yarın önlerine sandık geldiğinde tereddütsüz evet diyebilecekler mi? 15 Temmuz öncesi parti içinde yaşanan savrulmanın, bu tarihten sonra bittiği iddia edilebilir mi? Kısacası ses çıkartmasalar dahi MHP tabanında fiili durumu özümsememiş partililer var.

Ancak şöyle bir durum da var. CHP-HDP bloğu hayır diyeceğinden, onlarla aynı saflarda olmak istemeyen MHP`liler evet diyeceklerdir.

Türkiye yeni bir kulvara girmiş durumda vesselam.