• DOLAR 32.6
  • EURO 34.682
  • ALTIN 2526.634
  • ...

Rahmetli Mevdudi’den okuduğum bir cümle aklımda şöyle kalmış. Yanlış hatırlıyorsam okuyucularım beni düzeltebilirler: “Eğer bir yerde sorun varsa, sorumluluk oradaki idarededir.” Yani bir ülkenin herhangi bir kurumunda; ekonomi, eğitim, tarım veya sanayide bir sorun varsa, sorumlusu o ülkenin iktidarında bulunan hükümettir.

   Efendim, mübarek Ramazan ayındayız. Bu gibi hassas dönemlerde tok açın halinden daha iyi anlar. Hâlihazırda Türkiye’de endişe verici bir pahalılık var. Temel gıda maddelerinin fiyat etiketlerini, müzelerdeki bilgi etiketleri gibi okuyup geçiyoruz. Dar gelirli, iftarda ne yiyeceğini kara kara düşünür hale gelmiş durumdadır.

    Birinci paragrafa göre bu işin sorumlusu hükümettir. Şimdi diyeceksiniz ki ekonomi globaldir ve dünyadaki olumsuz gidişat bizi de etkilemektedir. Pandemi ayrıca ekonomiyi vurdu. Bir de iç piyasada fırsatçılar bir başka açıdan hayatı çekilmez hale getiriyorlar.

    Bütün bunlar doğrudur ama idarelerin varlık nedeni karşılaşılan bu tür sorunları çözmek değil midir? Meşhur bir söz vardır: “Eğer bir yerde çözümün parçası değilsen, o zaman sorunun parçasısın.” Kısacası bu sorunların çözümü için başvurulacak birinci merci hükümettir. Ülkeyi en az hasarla selamete kavuşturmak onların görevidir.

    Hatırlayan okuyucular olacaktır. 2009 yılında SGK ile eczacılar arasında sorunlar vardı. Bilindiği üzere Türkiye’deki ilaçların yaklaşık % 90’ının alıcısı SGK’dır. İlaç fiyatlarının belirlenmesi, katkı payları, anlaşmalı eczane meselesi gibi sorunlar yüzünden, eczacılar 4 Aralık 2009’da “bir günlük kapatma eylemi” dahi yapmışlardı.

    Sorunun tıkanıklık arz etmesi nedeniyle Devlet kılıçları çekme kararı verdi ve o zamanın Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; yaptığı konuşmalarda eczacıları eleştirdi. Akabinde SGK 24 bin eczane adına Türk Eczacılar Birliği (TEB) ile yaptığı ilaç alım protokolünü iptal etti.  

   İş bu kadarla da sınırlı kalmadı. Kanaatime göre Erdoğan’ın son hamlesi veya tehdidi eczacıların üzerinde şok etkisi yarattı. Erdoğan o zamanlar yaptığı açıklamalarla; market ve süpermarketlere ilaç satma yetkisi verileceğini beyan ediyordu. TEB bu husustaki endişe, daha doğrusu korkularını deklare ederek, ABD’de uygulanan bu yöntemin, Ülkemizde birçok sağlık sorununu beraberinde getireceğini vurguladı.

    Esas sorun; ilaç piyasasındaki muazzam pastanın paylaşım meselesi idi. Recep Tayyip Erdoğan’ın yukarıda bahsi geçen tehdidi bir nebze olsun yerini buldu. Demem o ki; 2022’deki gündemimiz, gıdadaki fahiş fiyatlar ve bundaki fırsatçıların etkisidir. Cumhurbaşkanı eczacılar gibi bu fahişçilere karşı bir tedbir alamıyor mu?

    Hadi diyelim pandemi koşulları elimizde değildi. Yine Dünya bir ekonomik kaos içinde iken, Türkiye’nin genel geçer şartlardan etkilenmemesi mümkün değildi. Ki kanaatime göre idare dediğimiz Cumhurbaşkanı ve hükümetinin bu şartlarda dahi alacağı önlemleri ve A, B, C planları olmalıdır. Peki ya marketlerin şişirme fiyatlarına karşı bir tedbir alınamıyor mu?

İdari para cezası veriliyor diyeceksiniz ama fiyatlar ortada. Demek ki bundan pek etkilenmiyorlar. Yani kesinkes suçlu belli ise ve aralarında WhatsApp grubu kuran marketler fahiş fiyatların sorumlusu iseler, o zaman zincir marketlere ruhsat verilmesinin şartları yeniden düzenlenmelidir. Örneğin birbirinin dibindeki marketlere belirli bir uzaklık şartı getirilmelidir. Nasıl ki içkili bir mekâna ruhsat verilirken, yakınındaki okul veya caminin uzaklığı hesaba katılıyorsa, bu marketlere de birbirlerinden epey uzak olması şartı getirilebilir.

     Süpermarket tarzı marketlerin ise tamamen şehir dışına taşınmasına karar verilebilir. Zincir marketlerin seyrekleştirilmesi ve süpermarketlerin şehir dışına taşınmalarının ardından bakkalların sayısı artacaktır. Mahalleli ihtiyaçlarını bakkallardan veya isterse en yakın zincir marketten veya arabasına binerek şehir dışındaki süpermarketlerden karşılayabilecektir.

    Fahişçilerin halka kan kusturucu uygulamalarına karşı radikal icraatlarla cevap verilmelidir. Göreceksiniz ki bu tür fikirler daha düşünce aşamasında iken geri adım atacaklardır.