• DOLAR 32.503
  • EURO 34.808
  • ALTIN 2486.759
  • ...

Müslüman bir ailenin çocuklarına karşı başlıca görevlerini şöyle sıralayabiliriz:

1- Güzel bir isim koymak: 

Doğumunun ilk gününde veya en geç yedinci güne kadar çocuğa güzel bir isim vermek nebevi bir sünnettir: “Siz, kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız; öyleyse (çocuklarınıza isim koyarken) güzel isimler seçin.” (Ebu Davud) 

İsmin çocuğun bünyesi üzerinde olduğu gibi kişiliği üzerinde de büyük etkisi vardır. Psikologlara göre çocuk, iyi isimle aidiyet ve özgüven duyduğu gibi, kötü isimle de ömür boyu aşağılık kompleksi yaşayabilir. İsmin ihtiva ettiği mana, insanın kişiliği üzerinde büyük izler bırakır. 

Tarihte iyi iz bırakmış şahsiyetlerin isimlerini seçmekte büyük fayda vardır. Mesela peygamberlerin, sahabilerin, hanım sahabilerin ve büyük velilerin isimlerini seçmek gibi... Hadisi şerifte güzel isim ve iyi terbiye, çocuğun babası üzerindeki hakları arasında zikredilmiştir. (İbn Mace)

2- İslami ahlâk ve terbiyeyi öğretmek:

Çocuğun ihtiyaç duyduğu bütün insani ve ahlâki faziletleri, sosyal kural ve davranışları, hepsinden önemlisi tevhid akidesini ve İslami değerleri öğrenip yaşaması, ruh ve beden bakımından sağlıklı, bilgili ve faziletli bir kişi olma yolunda en büyük görev ana babaya düşer. Çocuğun hem dünya, hem de ahiret mutluluğunu hedef alan böyle bir terbiye, Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem tarafından bir babanın çocuğuna bırakacağı “en güzel miras” olarak telaki edilmiştir. 

“Bir baba, evladına güzel edepten daha değerli bir miras bırakmış olamaz.” (Tirmizi, 33)

3- Buluğ çağına erişince evlendirmek:

Ana babaya ait olan neslin korunması görevi, büluğ çağına gelen evladın bir yuva kurmasına imkân hazırlanmasıyla yerine getirilmiş olur. Evlenme çağına gelmiş olan çocuğun fazla bekletilmeden evlendirilmesi gerekir. Mazeretsiz olarak bunun ileri yaşlara ertelenmesi neticesinde doğabilecek kötü sonuçlardan ana baba da sorumlu olurlar. Hele günümüzün cahiliye çağrıcıları, bozmak için pusuda bekliyor vaziyetteler:

“Çocuk büluğ çağına erişince babası onu evlendirsin; aksi halde çocuk günah işleyebilir, onun bu günahı babaya da ait olur.” (İbn Kayyim el-Cevziye, s. 159)

4- Eşit muamele ve adaleti gözetmek:

Aralarında herhangi bir ayırım yapmaksızın çocuklarına karşı eşit davranmak, ana babanın en başta gelen görevlerindendir. Bu aynı zamanda çocuğun da en tabii hakkıdır. Çocukların kız-erkek, büyük-küçük olması sonucu değiştirmez. “Allah`tan korkun ve çocuklarınız arasında adâleti gözetin.” (Buhari, Müslim) 

Ebeveyn, çocuklarına karşı gösterdiği sevgi, maddi bakım, şefkat ve ilgide de adil olmalıdır. Ebeveyn bazen iradesini aşan duygulara yenilip bir çocuğunu daha fazla beğenebilir ve sevebilir. Ancak bunu diğerlerine hissettirmemeye dikkat etmelidir. Aksi halde, kardeşlerin birbirini kıskanması ve birbiri aleyhinde olumsuz bazı duygu ve düşüncelere kapılması kaçınılmazdır. Böyle bir duygusallık, bazen düşmanlığa ve vahim sonuçlara sebep olabilir. 

Bu ölçüyü kaçıranlar, dindar aileler olsalar bile, pişmanlıktan kendilerini kurtaramazlar. Bunun en çarpıcı örneği, Yakub aleyhisselamın çocukları arasında yaşanan Yusuf aleyhisselam ile kardeşlerinin hadisesidir. Eğer peygamber çocukları arasında böylesi durumlar yaşanabiliyorsa, varın kendi çocuklarınız için, siz kıyas edin. Hakkıyla aile reisliğini yapanlardan olmanız dileğiyle.