• DOLAR 32.536
  • EURO 34.776
  • ALTIN 2489.376
  • ...
SON DAKİKA

Türkiye'nin PYD'ye karşı Fırat'ın doğusuna operasyon yapması beklenirken Trump, Amerika`nın Suriye'den çekileceğini açıkladı. Açıklamaya göre Dışişleri personeli yirmi dört saat, askeri birimleri ise 60-100 gün arasında Suriye'den tamamen çekilecek. PYD'ye verilen silah ve mühimmatın akıbeti ise şimdilik meçhul. Kimine göre beklenen, kimine göre sürpriz, kimisinin kuşkuyla karşıladığı bu açıklama şüphesiz en çok da PYD'yi etkileyecek. Amerika askeri varlığını ilan ettiği gibi çekilirse bu PYD'nin felaketi olur.  PYD şu ana kadar ki kazanımlarını Amerikan askeri varlığına borçlu. Ki PYD, bu durumu bir ihanet olarak yorumladı.

PYD şimdiden Fransa, Rusya, Esed, İran ve diğer ülkelerle görüşmeleri sıklaştırarak kedisine yeni hamiler bulmaya çalışacak.

PYD için sürpriz olsa da tarihin tekerrüründen ibaret olan bu durum birazcık hafızası olanlara hiç de sürpriz değildir.

Emperyalistlerin Kürt halkına yaptıkları ihanet ve kışkırtmaların haddi hesabı yok.

İki yıl önce 23 Eylül 2016 yılında Doğruhaber`deki 'Amerikan bayrağının altına sığınan PYD'yi bekleyen hazin son' isimli köşe yazımda aynen şu ifadeleri yazmıştım.

'...Suriye'deki olaylar başlayınca Türkiye'ye karşı bir koz olarak Esed tarafından bazı Kürt bölgeleri PYD'nin kontrolüne bırakıldı. Bu danışıklı dövüş ‘Rojava Devrimi' diye Kürt halkı ve dünyaya yutturulmaya çalışıldı. Suriye'de IŞİD, bir aktör olarak çıkartılıp IŞİD ile savaştırıldı. Radikal, dinci, kafa kesen canilerle savaşan PYD, sempatik, çağdaş, laik diye medyada olabildiğince parlatıldı. Amerika ve Batı'nın desteğini arkasına alan PYD, Kürt, Arap, Türkmen demeden kendisine karşı olan herkesi tasfiye etme ve yok etme yoluna gitti. Hâlbuki arkasına birazcık baksa başına gelecekleri ve kendisini bekleyen hazin sonu görecek.

Amerika ve diğer dış güçler Suriye'de ve bu topraklarda ilelebet kalamaz ve çekilecek. Bu toprakların sahipleri Türkler, Araplar, Kürtler, Farslar ve diğer halklardır. Bu halklarla düşmanlık temelinde hiçbir güç ve yapı hayatını sürdüremez. Amerika ve dünya küfrünün sonsuz desteğini arkasına alan, elinde nükleer silah olan Siyonist israil dahi, kendini güvende hissedememekte, yok olma kâbusunu yaşamaktadır. PYD de bölge haklarının kin ve nefretini kazanarak, Amerikan bayrağı altına sığınarak bu topraklarda hayatını sürdüremez ve güven içinde olamaz. Amerika'nın kendilerini yüzüstü bırakmasıyla bölge halklarının ve devletlerinin hışmına uğrayacak, bu hışım sadece kendisiyle sınırlı kalmayacaktır...'

Evet çok uzun zaman geçmedi. Aradan sadece iki yıl geçti ve Amerika, vermiş olduğu bütün söz ve vaatlere rağmen PYD'yi yüzüstü bırakarak çekildi. Bu çekilmenin altında ne tür şeytani hesaplar yatıyor, karşılığında ne tür vaatler ve tavizler aldı, çekilmesini gerektirecek bilinen nedenlerin yanında başka nedenler nelerdir... bunların hepsi ebetteki ortaya çıkacaktır. Ama ne olursa olsun artık PYD'nin sırtını dayadığı bir Amerika yok. Bölge ülkeleri ve halkları, dün Amerika`ya güvenerek yaptığı kabadayılığın hesabını soracaktır.

Bir daha net olarak anlaşıldı ki Amerika ve diğer emperyalistlere güvenmenin sonu felakettir, çıkmaz sokaktır, ne kendilerine ne halkları ne de ümmete bir fayda getirecektir. Emperyalistlerde ne güven, ne eman, ne vefa ne de sadakat vardır. Varsa yoksa çıkar ve menfaatleridir. emperyalistler bu topraklardan er veya geç çıkacak, çıkmak zorunda kalacaktır. bizler bölge hakları olarak burada kalacak ve birbirimize muhtacız. Irklarımız, mezheplerimiz, görüş ve fikirlerimiz farklı da olsa bir arada yaşamak zorundayız. Dış güçlere güvenerek bölge halklarının aleyhine bir hesap içine girilmemelidir. Gücümüze ve kuvvetimize güvenerek Kürtlere ve diğer mazlum halklara zulme ederek, haklarını gasp ederek emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmeyelim, hesaplarına işlerlik kazandırmayalım.