• DOLAR 32.446
  • EURO 34.875
  • ALTIN 2480.546
  • ...

Günlerdir akıbetinin ne olduğu tartışılan gazeteci Cemal Kaşıkçı`nın öldürüldüğü Suudi makamlarca teyit edildi.  Hayatta mı değil mi tartışması bitti; ama başka tartışmalar başladı.

Ceset nerede, bu infaz Prens Muhammet b. Selman`ın bilgisi dâhilinde mi gerçekleşti?  Prens bin Selman`ın krallığı, Türkiye Suudi ilişkileri, Amerika ve Batı dünyasının tepkileri ne olacak? En önemlisi Suudi bu olayın altından nasıl kalkacak?

Amerika başta olmak üzere hiçbir ülkenin Cemal Kaşıkçı gibi bir derdi olmadı ve bundan sonra da olmayacak. Kimse Kaşıkçı`nın karakaş gözüne hayran değil.

Amerika baştan beri Cemal Kaşıkçı`nın öldürülmek istendiğini biliyordu. Bu infaz Amerika`da yapılmak istenmiş ama engel olmuşlar. Öldürülmesine değil, ülkelerinde öldürülmesine engel olmuşlar. İhtimal ki infaz yeri için adres olarak Türkiye gösterildi, tavsiye edildi, teşvik edildi veya birlikte planlandı.   

Kameralar karşısında Kral Selman`a ‘Biz olmadan 15 gün dahi o koltukta oturamazsın. Seni koruyoruz, bedelini ödemelisin` diyen Trump, böylesine organizeli bir cinayetten haberdar edilmemesi mümkün değil. Bile bile buna engel olmadılar.

Bu iş, daha basit bir yöntemle, daha az bir masrafla taşeron bazı örgütlere veya kiralık katillere yaptırılabilirdi ama yaptırılmadı.  

Aralarında yılların istihbaratçıları, adli tıp uzmanı olan iki uçak dolusu adam gündüz ortasında İstanbul`a çıkartma yapıyor, ellerini kollarını sallaya sallaya girip çıkıyorlar.  Yüzlerce kameraya takılıyorlar. Bu adamlar bu kadar mı acemi ve aptal? Bu aklı ve güveni onlara kim verdi? Amatörce sayılacak bu infazı kim planladı? Prens Bin Selman ve adamlarını bu tezgâha kim getirdi? Bu infaz üzerinden hangi kirli hesaplar hedeflendi? 

Prens Bin Selman, efendilerine gösterdiği onca itaat ve sadakate rağmen hala terbiye edilmesi gerekir, diye mi düşünülüyor, yoksa üzeri çizildi mi? Güvenliği zayıf ve üzeri örtbas edilecek bir ülke yerine neden Türkiye ve İstanbul seçildi? Bu olay üzerinden Türkiye-Suudi çatışması mı hedeflendi? Bundan kimler karlı çıkar?

Amerika, Suudi yönetimine sert açıklamalar, tehdit ve şantajlar yöneltirken,  Türkiye neden daha temkinli ve Suudi`yle işi restleşmeye vardırmadan süreci idare etti?  Ki normal şartlarda Erdoğan esip gürleyen bir yapıya sahip olmasına rağmen teenni ile hareket etmeyi tercih etti. Neden?

Olayın başından itibaren Amerika cenahından tutarsız ve birbiriyle çelişen açıklamalar yapıldı. Ortam bilinçli olarak yalan haberlerle kirletildi. Türk basınına konuşmayan Türk emniyet ve istihbarat yetkilileri ne hikmetse Amerikan basınına ha bire konuştu ve görüntü paylaştı. Ses kayıtları ve görüntülerin varlığı, cesedin parçalandığına dair haberler,  gelen istihbaratçıların fotoğraf ve görevleri kimler basına servis etti?

Bütün bunlar cevaplandırılması gereken sorulardır. Cevaplar,  katili ve taşeronlarını ortaya çıkaracaktır.  

Gerçek olan şu ki, olan kaşıkçıya oldu. Kaşıkçı cinayeti, Amerika ve Batı dünyasınca Suudi`ye karşı bir tehdit ve şantaj aracına dönüştürüldü. Suudi yönetimi bu olayı örtbas etmek için kısmi üstlenme, bazı adamalarını günah keçisi ilan etme, ümmetin milyar dolarlarını sus payı vererek işin altından çıkmaya çalışacaktır. 

Suudi Hanedanının yapmış olduğu zulümlerin hesabının sorulamaması –şimdilik- bizi üzerken Mahkeme-i Kübra`da hebasının sorulacak olmasına olan inancımız bizleri rahatlatmaktadır.