• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Dillerden düşmeyen bir kelime ve bir cümle var Filistin’de. Gazze’den Batı Şeria’ya dek hemen herkesin dudaklarından her halükarda dökülen kelime “Elhamdulillah/Allah’a hamd olsun”, cümle ise “Hasbunallah ve ni’mel vekil/Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.”

Bu ifadeler bizim seküler/laik tayfamızı ürkütse de vicdan ehli batı insanını etkiliyor. Kimi bombalar altında kimi kucağında çocuğunun parçalanmış cesedi kimi de eşini, annesini, babasını ya da onlarca akrabasını kaybetmenin acısı içinde ağzını açarken elhamdülillah, hasbunallah ve ni’mel vekil diyor.

Dine, imana, kiliseye ve papaza karşı güvenini yitirmiş, Avrupa’da, kilise vergisi vermemek için Ateist olduğunu söyleyen insanların dikkatini çekiyor bu sözler. Onca ağır savaş şartları altında nasıl bu kadar metanetli ve nasıl bu kadar tevekkül ehli olabiliyor, diye batı medeniyetinin enkazı altında kalan bu ehli vicdanı bir merak sarmış. Hatta onlara bu sabır duygusunu veren Allah’ı, Kitabı ve inancı büyük bir hayranlıkla izliyor ve hayretlerini ifade ediyorlar.

Ben olsam değil o an hamd etmek aklıma bile gelmezdi, diyenden tutun da onlara bu iradeyi aşılayan inancın nasıl bir inanç olduğunu merakla Kur’an meali okumaya başladım ve Allah’ın benimle konuştuğunu daha ilk cümleden anladım diyenine kadar farklı farklı yaklaşanlar var. Hatırlayın ki Kur’an’ın ilk suresi Fatiha ve ilk sözü hamd ile başlayan “Elhamdulillahi Rabbil alemin/Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’adır” cümlesidir. Bu metaneti veren kitabın ilk kelimesinin de hamd olduğunu görünce çarpılmışa dönüyorlar.

Bu direniş, işgalciye karşı ümmetin onurunu korumanın dışında fiili bir davet mektebine dönüştü. Ebu Ubeyde’nin sözleri, eylemleri ve esirlere karşı yapılan muamele, İslamî davetin evrensel araçları oldu. Davetin halkası hem batıda hem doğuda hem güneyde hem kuzeyde sokak sokak, meydan meydan yürekleri yerinden oynatıp bir inkılaba/değişime uğratıyor.

Başlarına inen füzeler ve tank mermileri, bu mazlum Müslümanların ne sesini ne de gücünü kesebiliyor. Öylesine bir birlik ve beraberlik içindeler ki kenetlenmişler adeta. Esaretten kurtulan kadın, Ebu Ubeyde’yi anıyor ve ona dualar ediyor. En küçük çocukları dahi enkazdan kurtulunca hamd ile Allah’a sığınıp Ebu Ubeyde kazandı mı diyor. Halkta korku yok, panik yok, yağma yok, stoklama yok, hırsızlık yok. Var olan tek şey, kenetlenmiş nice az bir topluluk. Geriye kalan ise bu az topluluğun getireceği zafer… inşallah.

Allah’ım! Hamd sanadır. İşgalcinin kalbine bu birlik ve kenetlenmenin korkusunu öyle bir sal ki güçleri kırılsın ve darmadağın olsunlar. Sen, bilmediğimiz orduların sahibisin. Yardım ve zafer senin elindedir. Onları hezimete uğrat ve direnişi muzaffer kıl. Amin.

Yazarın Diğer Yazıları