• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Malum, depremin izlerini silebilmek için herkes bir seferberlik içinde bir şeyler yapma gayretinde koşturup duruyor.

Fiziki tahribatın izlerini silmek yılları alacağı gibi ruhi tahribatın izleri de bir ömür devam edecektir.

Özellikle çocuklardaki sarsıntı belki de hiç unutulmayacak, acı bir anıya dönüşüp kalacaktır.

İnsanlar fiziki tahribatı yıllar içinde yeni binalar ve yeni bir ortamla unutur.

Ruhi tahribat ise şiddetini zaman denen ilaç sayesinde azaltabilir.

Çocuklardaki sarsıntı veya tahribat, çözümsüz mesele gibi karşımızda duruyor.

Lakin çözümsüz değilmiş meğer.

Psiko destek gören çocuklar ruhlarında yaşadıkları tahribata karşın, paralel bir umut besleyerek bir onarım sürecine giriyorlar.

Bir gülüş, bir oyun, bir balon, bir oyuncak… adını siz koyun, her ne derseniz deyin ruhları onarılıyor.

 

Umut Kervanı Vakfı bünyesinde Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya’da günde 70 bin insana sıcak yemek verilse de asıl önemli olanın çocuklara verilen psiko destek olduğudur.

İşini iyi yapan dört genç kızımız bu niyetle yukarıda bahsettiğim dört deprem şehrini gezdiler.

Deprem gerçeğini yaşayan çocuklarımızla oyunlar oynayıp balonlar uçurdular.

Yüzlerini boyayıp gülücükler yolladılar gökyüzündeki bulutlara.

Yetişkin bir kadın o sırada onları ve olanları izlerken tutamadı kendini.

Ağzından ruhunun derinliklerinde gizli kalmış çocuğun sesi çıkıverdi: “Çocuk olasım geldi.”

Bir şehirde kılavuz olarak verilen gencin oynanan oyunları ve çocukların melekleri gülümseten seslerini görmesi, balonların bulutlara yoldaş olması ve yüzlerin masumiyet tebessümüne boyalı boyalı çiçek açması karşısında bir itirafta bulunmuş:

“Bana bu ekibe kılavuzluk yapmam söylendiğinde gereksiz bir şey olduğunu düşündüm. Gördüm ki yanlış düşünmüşüm. Kusura bakmayın.”

 

Geleceğe atılan tohum olan bu çocuklarımız dört kızımızdan oluşan bu ekibe kısa süreli olsa da epey alışmışlar.

İçleri kıpır kıpır olan kız çocuklardan biri “İyi ki geldiniz. İçimdeki sevgiyi (dışarı) çıkardınız.” dedi gülümseyerek.

Bu sözlere ne denir bilmiyorum; ama gözlerim durmuyor ki!

Hele “Gitmeyin” diyen kızcağızın “Başka çocuklar da bizi bekliyor” diyen ablasına “Yarın yine gelin” deme masumiyeti yok mu...

Serbestsiniz dedim gözlerimin yaşına, akın akabildiğiniz kadar.

Büyük işler becerdiniz kızlar!

Yüreklere “Umut” ektiniz, kervan kervan yürüyecek olan.

Bu farkındalık sizin ve kurumunuzun farkındalığı.

Hep çocuklar gibi şen olasınız.

Yüreklerde umut ekenler ve yeşertenler olarak.

Yazarın Diğer Yazıları