• DOLAR 32.358
  • EURO 34.983
  • ALTIN 2324.46
  • ...

İbnu’l Esed yaşlı adama bin bir rica ile: 

-Sakın yanlış anlamayın! Kızınız iffetli, namuslu, hem de güzeller güzeli. Ancak şu an durumum müsait değil, şu an evlenmeyi düşünmüyorum. Ne olur darılmayın! Beni anlamaya çalışın, dedi. 

Üzüldüler, ama vardır bir hikmeti diyerek üstelemediler. 

Beşinci, altıncı yıllarda İbnu’l Esed’i görmek için gelmeye başladılar. Nice ağalar, beyler bereketi tamah ederek yanlarında çalışması için büyük ücretler teklif ettiler, yalvardılar, yakardılar, dil döktüler. Hepsine gülüp geçti. Altı yıl nasıl çalıştıysa yedinci yıl da aynı şekilde çalışmaya devam etti. 

Bir gece rüyasında zindandaki Derviş’i gördü. Çok sevindi. Bir şeyler söylemek istedi. Derviş kayboldu. Terden sırılsıklam bir şekilde sıçradı yatağından. Kendi kendine: 

-Hayırdır inşallah. Yıllardır görmemiştim kendisini, vardır bir hikmeti, dedi. 

Yedinci yıl korkunç bir kış oldu. Aylarca yağış olmadan kuru bir soğuk sürdü. Her şey dondu. Dicle nehri buz kesti. 

Ağaçlar, meyveden kırılan dallar, bu sefer ceviz büyüklüğünde doludan kırıldı. 

Doksan yaşındaki ihtiyarlar: 

-Ömrümüzde böyle bir şey görmedik, dediler bu felaket karşısında. 

Bütün bahçe kupkuru kaldı. Hiçbir ağaç tek bir meyve vermedi. Yalnız İbnu’l Esed’in ki hariç. Altı yıldır kupkuru kalan ağaç o yıl yedi yılın mahsulünü birden verdi. Rengârenk çiçekler, laleler, sümbüller açtı etrafında. 

Bahçe sahibi felaketini unuttu. Sevincinden ne yapacağını şaşırdı. O da dağıttı. Dualar okuttu İbnu’l Esed’e: 

-Senin ağacın meyve verdi. Yıllardır süren bu acayip durum sona erdi ya, artık ölsem gam yemem, dedi. 

İbnu’l Esed ağacın tek bir meyvesine bile dokunmadı. Hepsini yedi yıllık arkadaşlarına, yani kuşlara ikram etti. İki rekât şükür namazı kıldı. 

Yedi yıllık suskunluğunu bozdu. Yedi yıldır merakla bekleyen bahçe sahibine bütün hayat hikâyesini başında sonuna kadar anlattı. Aslını, faslını, ailesini, asaletini… Babasıyla aslan avına gittiği günlerini, kavgalarını, savaşlarını, malını mülkünü, kazıkların üzerine yumurtlayan güvercinlerini, çocuklarını, sonra her şeyin nasıl ters yüze döndüğünü, felaketini, zindandaki dervişi, kız kardeşinin evinde başına geleni, ahırda bir izbede yatarken eşeğin nasıl yüzüne işediğini, her şeyi anlattı. 

Yaşlı bahçe sahibinin elini öptü. Yedi yıldır gördüğü ihsana, sevgiye teşekkür ederek yaşlı adama: 

-Dünya bir imtihan dünyasıdır. Kişinin başına gelen musibetler ya ceza ya da imtihandır. Her insanın bir çilesi vardır. Öyle anlaşılıyor ki benim çilem bitti, diyerek memleketine dönmek için izin istedi. Devamla:

-Ha, bir de eğer hala münasip görüyorsa güzeller güzeli kızıyla da evlenmek istediğini söyledi. 

Mütevazi bir düğünle üç gün sonra nikahları kıyıldı. Yedinci günün sabahı karısıyla birlikte, “Önce kız kardeşime uğrayayım, yedi yıl önceki saat olayını anlatayım.” diyerek yeni bahtına doğru yola koyuldu. 

İbnu’l Esed’in nikâhının kıyıldığı gece acayip bir gelişme oldu. Yedi yıl önce kendinin çaldığı zannedilen antika çalar saat, o yörenin meşhur hırsızların birinde yakalandı. Herkes hayret etti. Eniştesi: 

-Boşuna İbnu’l Esed’in günahını aldık, dedi. 

Yedi yıldır konuşmayan kız kardeşinin dili çözüldü. İbnu’l Esed varmadan, dört bir yana yedi yıllık çilesinin hikâyesi yayıldı. Kız kardeşinin memleketine gelen bir seyyah tüm olan biteni bütün ayrıntılarıyla anlattı. Karısıyla birlikte sultanlar gibi karşılandı. Şereflerine, şölenler düzenlendi, ziyafetler verildi. 

Ondan sonra ne mi oldu?

Aynen tahmin ettiğiniz gibi Cenab-ı Rabbu’l Alemin, İbnu’l Esed’e bütün kaybettiklerini tekrar verdi. Şan, şöhret, şeref, itibar, mal, mülk, evlad, sıhhat her şey; ama her şeyi verdi. 

Ve o günden sonra: 

“İza ca’el akbelet/Bazel hamamu alel veded 

İza ca’el esfelet/Bale’l himaru alel İbn-il Esed.” 

(Dualar kabul olunduğunda güvercinler kazıkların üzerine yumurtlar. 

Her şey en kötüye, aşağıların aşağısına döndüğünde, eşek İbnu’l Esed’in yüzüne işer) sözü darb-ı mesel oldu.

 

Dersler ve İbretler: 

-Nimet ve bolluk zamanları, daimi olmadığı gibi sıkıntı ve darlık zamanları da daimi değildir.

-Mü’minler imtihan sürecinin iniş ve çıkışlarla dolu olduğunu bilmeli asla ümitsizliğe kapılmamalıdır.

-İmtihan sürecinde bazen olumsuzluklar üst üste gelir. Öyle zamanlarda ortamın sakinleşmesini beklemek hatta gerekirse o ortamdan geçici bir süreliğine uzaklaşmak daha isabetli olacaktır. 

-Bazı olumsuz olaylar, öyle ince bir planla yapılır ki açığa çıkmasını zamana bırakmak en iyisidir.

-Müslüman; bir yerde çalışıp rızkını kazanıyorsa, emeğinin hakkını vermeli, ciddi bir şekilde işini yürütmeli, aldığı parayı hak etmelidir.

-Allah; rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğine ise kısar. (BİTTİ)

 

Kaynak:

https://www.kitapbahcesi.com/degerler-egitimi-serguzest-i-beser