• DOLAR 32.381
  • EURO 35.004
  • ALTIN 2326.06
  • ...

Maltepe’de sayılan oyların akıbeti hemen her gün değişkenlik gösterse de dün itibarıyla Ak Partinin İstanbul seçimiyle ilgili olağanüstü itiraz dilekçesi söz konusuydu. Elbette geçerli olan gerekçelerle beraber.

Peki, gerekçeler seçimi iptal edecek derecede kuvvetli veya geçerli mi diye sorulacak olursa basın yayında yaygın olan kanaat, gerekçelerin kuvvetli olamadığına dairdir. O zaman Ak Parti neden itirazda bulunuyor? Kendilerine soracak olursanız, bunun kanuni bir hak olduğu ve yapılmasından gocunulmaması gerektiğidir.

Seçimden bu yana Sayın Yıldırım yaptığı son açıklamada ‘İmamoğlu’nun da kendisi gibi sakin sakin oturup sonucu beklemesini’ ifade etmişti.  Yani yaramaz çocuk olmaktansa uslu çocuk olmasını tembihlemişti.

Ak Parti “itiraz” etmesini eleştirenlere “itiraz” bir haktır, bu hakkı kullanmak ayıplanmamalı demeye getiriyor. Doğrudur, itiraz da seçime bağlı bir haktır. Yapılması da haktır. Fakat her hakkı ifa etmek bir hak mıdır diye düşünmek daha doğru olmaz mı? Baksanıza olan halka ve hayat standartlarına oluyor. Zamlar peşpeşe yapılmaya devam ederken ekonomik gelişmeler, sosyal hayatın ve piyasanın normal seyrine dönmesi dahi hep İstanbul seçimlerinin sonucuna bakakalmış vaziyette.

Bu sürüncemeden hükümet artık kurtulup işine odaklanmalıyken halkı da aynı strese sürükleyecek yaklaşımdan bir an önce CHP ile beraber uzaklaşmalıdır ki stressiz bir sosyal hayat devam edebilsin.

YSK da bu gerginlikten kurtulmanın olgunluğunu gösteren kararlarını verebilir pozisyondayken kanuni prosedürler işi uzattıkça uzatıyor. Maltepe’de oylar sayılacak, ilçe oy pusulası oluşturulacak, ilde de birleştirme tutanakları hazırlanacak. En çok o alana mazbata verilecek, cek cek cek…

Dolayısıyla her seçim sürecinde itiraz mekanizması bu derece uygulanmasa da bu seçim döneminde bu mekanizma biraz fazla ciddiye alındı. Bunun bir nedeninin de parti il/ilçe teşkilatlarının kendilerini meşrulaştırmak için bu süreci kullandıkları haberleri de dolaşıyor. Buna göre teşkilatların aslında genel merkeze karşı çok çalıştıkları imajı vererek haklarının çalınarak ellerinden alındığına dair gösterdikleri olağanüstü çabalar(!) var. Yani kendilerini ispat etme girişimleri. Başarısızlıklarını örtme çabaları…

Geçen dönem belediye başkanlığı seçiminde Ankara’da Melih Gökçek kazanınca şimdiki Başkan Mansur Yavaş, aynen AK Parti gibi olağanüstü itiraz dilekçesi vermiş ve YSK tarafından ret edilmişti. Ak Partinin şimdiki talebine karşılık YSK, olağanüstü şartlar/yani seçimi iptal edecek deliller görmeyip talebi ret edecek görünüyor.

Zira Maltepe’deki 400 sandığın tekrar sayılmasını YSK’nın engellemesi olağanüstü itiraz karşı bir işaret olarak yorumlanıyor. YSK da bu trafikten bıkmış gibi Maltepe ilçe seçim kurulunu adeta tehdit eder gibi söylediklerinin gereği yapılmazsa sonucun ceza ile neticelenebileceğini söyledi.

Hukukçuların söylediklerine göre şayet seçim sonuçlarına müessir/etki eden haller, seçmen kütüklerindeki yolsuzluklar olarak itiraz dilekçesinde yer alacaksa, YSK bunun ceza hukuku konusu olmasından dolayı seçimin yenilenmesi konusu değildir der. Seçim sonrası savcılık ceza için ayrı dava açabilir.

Seçim oldukça yıpratıcı oldu. Siyasiler de bunu onarmaktan çok derinleştirmeye, yaraya tuz biber ekmeye dünden razıydılar. Halk mı ne olacak? Bir daha ki seçimde hatırlanır elbette…