• DOLAR 32.383
  • EURO 35.107
  • ALTIN 2326.38
  • ...

Kudüs dolayısıyla Diyarbakır`da âlimlerin, seydaların bir araya gelmesi birçok açıdan Allah Teala`nın Müslümanlara sunduğu büyük bir lütuf ve ihsandır.

Müslümanların öyle kolay kolay görmediği, hasretle görmeyi istediği bir fotoğraftır bu.

Elhamdülillah biz bu sahneye son yıllarda defalarca şahid olduk. Müslümanların genelini ilgilendiren bütün ciddi olaylarda seçkin alimler ve akademisyenler bir araya gelmişlerdir.

Her şeyden önce Müslümana bir huzur ve güven veriyor. Sadece birbirlerini görerek hasret giderme değil, özellikle biriken problemleri görüşmek, görüş alış verişinde bulunmak, bir noktada birleşmek kazançların en büyüğüdür.

Eğer işin içinde âlimler varsa, şûrâ varsa, görüş alış verişi varsa İslam adına yürütülen çalışmaların, yapılan faaliyetlerin isabetli olduğuna dair insan daha çok mutmain oluyor, güven duyuyor.

En azından yarın Rabbimize hesap vereceğimiz zaman elimizde bir hüccet oluyor;

“Ya Rabbi, sadece kendi aklımıza ve nefsimize uyarak değil, ulemânın yol göstermesi neticesinde yapıp ettik” dersek bu hesap daha kolay bir hesap olacaktır inşallah.

 

Biliyor musunuz tarih boyunca İslami çalışma ve hareketlerde yapılan hataların büyük bir kısmı, o hareketin tek kişiye dayanıyor olmasıdır.

Çünkü adı üstünde, bir tek kişiye dayanmaktadır. O bir tek kişiyi oradan çekip aldığınız zaman geride hiç kimse kalmıyor. O harekete, o vakfa, o derneğe nereden bakarsanız bakın sadece o bir tek kişi görünüyor.

Bütün kararlar o bir tek kişi tarafından alınıyor, bir tek kişinin ağzına ve gözüne bakılıyor.

Onu eleştirecek, ona dur diyecek başka birileri yoktur. Öyle olunca Müslümanların nice enerjileri, nice vakitleri ve nakitleri heba olup gidiyor.

 

Peki, söz konusu hareketler niçin tek kişi olarak kalıyor?

Genellikle o hareketi başlatan lider başkalarına müsaade etmiyor. Dışardan gelip gireceklere müsaade etmediği gibi özellikle hareketin içinden yetişip gelenlere de bir noktadan sonra tahammül edemiyor.

Zaten tek kişiye dayanan hareketlerin özelliklerinden biri de, ikide bir bölünmelerin, ayrılmaların gerçekleşmesidir. Çünkü o hareket içinde çok âlime, çok bilene yer olmamasıdır, fazladan boş kadro yoktur. Böyle olunca sık sık budumu hareketi yapılır, büyüyen dallar budanıp dışarı atılır.

Aslında o hareketi başlatan lider akıllı olsa, arkadan gelenlerin önünü açsa, yapının bir ulemâ hareketi olmasına müsaade etse, arkadan gelenler bazı ilim dallarında kendisini geçmiş olsa da kendi değerinden hiçbir şey kaybetmeyeceği gibi, kazanan kendisi olur, ümmet olur.

Bu arada hesabı, sorumluluğu ve omuzundaki yük de azalmış olur.

Her şeyden önce yanlışlıklar azalır, hatalar azalır, insanlığın hasretle beklediği istişarenin, şûranın ve beraberliğin meyvelerini tadarlar.

Bu arada Müslümanların savruluşu son bulur, başta demokrasi gibi putlardan medet umma hastalığı da son bulur.