• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

İslam medeniyeti her ne kadar Mekke-Medine sütunları üzerinde yükselmişse de tarih içerisinde üç kıta üzerinde kendisine yeni yeni merkezler edinmiştir.

Bin dört yüz yıl içerisinde Bağdat, Basra, Şam, İstanbul, Kahire, Tahran, Kurtuba gibi şehirler İslam`ın yüreğinin attığı aktif merkezler olmuştur.

Ve şimdi sıra Diyarbakır`a gelmiştir. Zaten dayandığı tarih itibariyle böyle bir merkez olma özelliğini taşıyan Diyarbakır şimdi bunu dünyaya ilan etme aşamasına gelmiştir.

Diyarbakır`da İslam adına yapılan çalışmalar yaklaşık on yıl önceki Danimarka`nın karikatür saldırısına cevap verdiğinde kendisini göstermiştir.

İslam`ın en önemli merkezleri olarak gösterdiğimiz şehirler dâhil, dünyanın hiçbir yeri o gün Peygamber Aleyhisselam için Diyarbakır gibi ayağa kalkmamıştır.

Ve bunun tesadüf olmadığını, bir kereye mahsus bir şey olmadığını gösterircesine artık Diyarbakır her yıl katlanarak büyüyen bir kalabalıkla Peygamberine olan sevdasını ve bağlılığını göstermiştir.

Üstelik bu sevdasını sadece gösteri ve mitinglerle değil, yüzlerce şehidine yeni şehidler eklemek suretiyle, Şeyh Said hazretlerinden başlayan ve Yasin Börülerle devam eden şehidler kervanıyla da göstermiş, liyakatini ispat etmiştir.

Diyarbakır, Peygamberine olan sevdasıyla yarın bir daha ayağa kalkacak, Peygamberine olan bağlılığını bir daha haykıracak, ona olan biatını bir daha yenileyecektir.

Avrupa merkezli olarak Peygamberine yapılan saldırıları bir daha şiddetle mahkûm edecektir.

Bu anlamda dünyanın en büyük mitingini Diyarbakır yine yapacaktır, buna inanıyoruz.

Ve Allah Teâlâ da bütün bunları asla karşılıksız bırakmayacaktır. Geçmişte Resulünü yürekten sevenleri nasıl mükâfatlandırmış, onları nasıl yeryüzünün sultanları yapmışsa, Diyarbakır`ın defalarca ispat ettiği Peygamber Sevdasını da aynı şekilde mükâfatlandıracaktır.

Peygamber sevdalıları Diyarbakır`ı gerçekten Diyar-ı İman, Diyar-ı İslam, Diyar-ı Muhammed yapmanın mücadelesini vermektedir.

Bunun tam anlamıyla gerçekleşmesi demek, İslam`ın sadece bu bölgede değil, büyük bir coğrafyada yeniden atağa geçmesi anlamına gelmektedir.

Diyarbakır`ın bir güneş gibi doğması demek, başta mazlum coğrafya olmak üzere bütün bir orta doğunun kâbuslarının sona ermesi demektir.

Yarınki Peygambere Saygı mitingini siz bu anlamda, bu kutlu yürüyüşün önemli bir merhalesi anlamında düşününüz.

Evet, Müslümanlar Diyarbakır`ı İslam`ın merkezlerinden bir merkez yapma özlemiyle yanıp tutuşurken birileri de çoktan tarihin çöplüğünde yerini almış olan faşistçe bir sosyalizmin çukuruna yuvarlamanın mücadelesini vermektedirler.

Diyarbakır`ı içkinin, uyuşturucunun, adını ağzımıza almaktan hayâ ettiğimiz ahlaksızlıkların, sapıklıkların merkezi yapmak, kısacası Diyarbakır`ı cehenneme çevirmek için mücadele etmektedir. Hem de bu görevlerini eşkıyalıkla, despotlukla yerine getirmektedirler.

Ve bundan dolayı kendisi gibi düşünen ahlaksız dünyadan, ahlaksız Avrupa`dan sınırsız destek ve yardım görmektedirler.

Peygamber sevdalıları tarafından bugün Diyarbakır`da verilen mücadele birçok açıdan önemlidir, şehrin kendi kaderiyle, bölgenin kaderiyle ve dolayısıyla ülkenin tamamıyla çok yakından alakalıdır.

Bugün Cizre`de suların nasıl durulacağını, işlerin nasıl neticeleneceğini, Silopi için kurulan tuzakların nasıl bozulacağını yarınki Diyarbakır İstasyon Meydanı belirleyecektir.

Müslümanların göstereceği heybet ve mehabet, içerdeki ve dışarıdaki şer odaklarının ve özellikle Hz. Muhammed Aleyhisselam düşmanlarının sevdalarını kursaklarında bırakacaktır.