Devlete düşen nedir? Halka düşen nedir?
Gazze için yapılması gerekenlerin ne olduğu sorusunu irdelemek adına soruyorum bu soruyu.
Aslında bu soru 28 Ekim’de Gazze için miting yapılacağı ilan edildiği gün sorulacaktı ve böyle bir yazı o gün yayınlanacaktı.
Çünkü insanımız o gün bu soruyu sormuştu;
“Miting yapmak iktidarın, devletin görevi mi yoksa halkın görevi mi?”
Şahsen bu soruyu sözlü olarak kendi aramızda sorduğumuz halde yazıya dökmedik ki birileri mitingi etkisizleştirme gayretinde olduğumuzu düşünmesin.
Sonra, iktidarın da elbette bizim bilmediğimiz şeyleri biliyor düşüncesi, özellikle Siyonist terör devleti ve Akdeniz’e çöreklenen ABD ve uşaklarına karşı bir gövde gösterisinin gerekliliği, bir devlet-halk bütünleşmesinin gösterilmesi olabilir. Bundan dolayı söz konusu mitinge “hadi, neyse” diyelim.
Fakat itiraz etme, mevcut durumlardan şikayetlenme devlete düşmez, iktidara düşmez. İktidarın sözcüsü her toplantı sonunda kameraların karşısına geçip halkın durmadan dillendirdiği şeyleri tekrarlayamaz, haber bültenlerini bir daha aktarmakla yetinemez.
O görev halka aittir, sivil toplum kuruluşlarına aittir, hadi bir de olsa olsa muhalefet partilerine aittir.
İktidara düşen o konuda icraat yapmaktır, ortaya bir şeyler koymak, somut adımlar atmaktır. Halka düşen iktidarı zorlamak, arkadan itelemektir, iktidar da bu rüzgârı arkasına alarak meşruiyet gücüyle sözden fiiliyata geçer.
Elbette halkın diliyle devletin dili aynı olamaz, bunu insanımız ferasetiyle kavrar, kendisi gibi sert bir dil kullanmadığı için yetkilileri eleştirmez ama kendisiyle ters düşen bir iktidarı da asla kabullenmez, ona da söyleyeceğini söyler.
Aslında Gazze konusunda Türkiye dışındaki Avrupa ve dünya genelindeki devlet-halk çelişkisi masaya yatırılmalıdır.
Siyonist terör devletini lanetlemeyen, Gazze’yi desteklemeyen hiçbir ülke kalmadı. Fakat söylediğimiz gibi bütün ülkelerde her gün katliamı protesto, Siyonizm’i lanetleme ve Gazze’yi destekleme eylemleri yapıldığı halde bu ülkelerin devletleri ve hükümetleri tam aksi çizgide yer almakta veya suskun kalmaktadır.
Daha da acı olanı, emperyalistler kendi ülkelerindeki bu gösterileri “bakın bizim ülkemizde demokrasi var, farklı görüşlere de özgürlük var…” diye domuzluk da yapıyorlar.
Öyle ya, bu anlamda gıkını bile çıkaramayan, bir tek gösterinin bile yapılamadığı sözde İslam ülkelerine bakarsak adamlar haklılar, ne diyebiliriz.
Amma bildiğimiz bir şey var, kim ne yaparsa yapsın Allah Gazze’de direnen Müslümanların yaptıklarını asla zayi etmeyecektir.