Kur’an kendisini kimlere açar?
Sıradan Müslümanlar bir yana Kur’an’ı hayata hâkim kılmak isteyenlerimizin bile Kur’an’a ayırdıkları vaktin asla yeterli olmadığını düşünüyorum.
Söylediğim gibi ister Kur’an’ı bireysel ve toplumsal hayata hâkim kılmak isteyenlerimiz olsun ister bu konuda ilmî ve akademik anlamda araştırma yapanlarımız olsun Kur’an’ın metnini tam olarak kavrayabilme konusunda eksiklikleri hemen fark ediliyor.
Bunu nasıl ve nereden anlıyoruz? Bakıyoruz birisi Kur’an dayanaklı yazıyor veya konuşuyor, bunun için bir takım ayet-i kerimeler seçiyor ve sohbetini bu ayetler üzerine bina ediyor. Fakat bu arada Kur’an’ın tamamını gözünün önüne getiremediği ve hafızasında canlandıramadığı için yanlış veya eksik bir netice doğuyor.
Kur’an’a kendisini vermeyen Müslümana Kur’an kolay kolay kendisini açmıyor.
Bunun bir ölçüsü var mıdır?
Elbette vardır; Kur’an’ın tamamını aynı anda gözümüzün önüne getirebilmek ve hafızamızda canlandırabilmektir.
Peki, bu ne anlama geliyor? Günde en az elli sayfa ve yüz sayfa arasında Kur’an tilavet etmek demektir.
Unutmayalım ki bizim önemli bir mükellefiyetimiz de Kur’an tilavet etmektir. Allah’ın Kitabını tilavet etmek Müslümanların en önemli vasıflarından birisidir.
Gerek namazlarımızda (özellikle teheccüdlerimizde) gerek namaz dışında hem ibadet, hem mütalaa babında olarak Kur’an üzerinde yoğunlaşmak iddia sahipleri için olmazsa olmazdır.
Kur’an’ın tamamını sık sık bitirmek kulluğumuzun gereği olduğu gibi Rabbimizin muradını anlamanın da tek yoludur.
Çünkü yıllarca tekrar etmemize rağmen nice ayet-i kerimelerin sırrına çok sonraları vakıf olabiliyoruz.
Birçok kardeşimizden, özellikle kendisini Kur’an’a adayanlardan duymuşuzdur;
“Bunca yıl okuyup duruyordum ama filan ayetin gerçek anlamını veya maksadını şimdi anlayabildim…”
Sadece okuduğumuz ayet üzerinde yoğunlaşmak değil, o ayetin önündeki ve ardındaki ayetlerle birlikte ele almak, daha da önemlisi o ayetin hangi surenin içinde olduğunu göz önünde bulundurmak hatta söylediğimiz gibi Kur’an-ı Kerim’in tamamını göz önüne alarak düşünmek bir zorunluluktur.
Kısacası, ne kendimiz için seçtiğimiz bazı ayetlerle ne Elemtera veya Vedduhâ’dan aşağı ezberlerimizle bir yerlere varamayacağımızı unutmayalım.