• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

“Hep bizim yüzümüzden yakılıyor Kur’an, biz Kur’an’ı yaşamadığımız için, hayatımızın her anında uygulamadığımız için kâfirler hiç durmadan Kur’an-ı Kerim yakıyorlar…” düşüncesine kesinlikle katılmıyorum.

Tam aksini düşünüyorum; yani şu an Kur’an-ı Kerim yeryüzünde ve özellikle Batı dünyasında en etkin ve hayata en çok müdahil olduğu için yakılıyor. Sapkınlar önlerinde en büyük engel olarak Kur’an’ı buldukları için yakıyorlar.

Daha da önemlisi, ideal anlamda olmasa bile yaşantılarını Kur’an’a göre düzenleyen, şahsiyetlerini Kur’an’ın oluşturduğu, Kur’an nurunun somut bir şekilde yüzlerine yansıdığı Müslümanlara Avrupa’nın her noktasında rastlayabilirsiniz.

Yani batı insanı sadece raflardaki Kur’an’dan rahatsız değil, aksine her an her yerde muhatap olduğu bu Canlı Kur’anlardan, özellikle tesettüre bürünmüş kızlarımızdan, kadınlarımızdan rahatsız.

Yoksa unutulup gitmiş, mensupları tarafından terk edilmiş, hayatın bütün alanlarından çekilmiş, sadece tarihin arşivlerinde kalmış bir kitabı kimler niçin yaksınlar?

Tamam, Müslümanlar olarak Kitabımızı ideal anlamda okuyup anlamıyor, hayatımızın her anında yaşayamıyor olabiliriz. Özellikle toplum ve devlet bazında hükümlerini uygulamıyor olabiliriz.

Fakat söyleyin Allah aşkına, kâfirler bunun için mi Kur’an’a düşmanlık ediyor, yakıyor, yerlere atıyor? “Nasıl olsa sahip çıkanı yok o halde ben de yakayım” düşüncesindeler mi?

Durum böyleyken çoğu kardeşimiz iyi niyetle de olsa Müslümanlara yüklendikçe yükleniyor, altından kalkamayacağı ithamlarda bulunuyor, kolay kolay yerine getirilemeyecek hedefler gösteriyor.

Yapmayın arkadaşlar, Müslümanları bunaltıp küstürmeye, ümitsizliğe düşürmeye hiç hakkımız yoktur.

Soruyoruz; Müslümanlar olarak Kur’an’a çok daha sıkı sarılsak, hayatımızın her anına yansıtsak, ondan da önce kendi aramızda bir ve beraber olsak (elbette bütün bunlar güzel şeylerdir) bu durumda kâfirler Kur’an yakmayacaklar mı? Bana kalırsa daha da azıp kuduracaklar, saldırganlıklarını daha ileri boyutlara taşıyacaklar.

Peki, ne yapmalıyız? Zaten bir şeyler yapılıyor, Müslüman bireyler, cemaatler, sivil toplum kuruluşları ve yöneticiler olarak gereken tepkiler gösteriliyor. Olsa olsa bunlar bugünkünden daha etkin hale getirilebilir.

Diyorum ki, özellikle Batıda çok yoğun bir şekilde Kur’an ve Meal dağıtım seferberliği başlatılmalıdır. Ulaşılmadık bir Batılı bırakılmamalıdır. Vakıflar, dernekler, cemaatler yarışacaklarsa böyle bir yolda yarışmalıdırlar.