• DOLAR 32.596
  • EURO 34.782
  • ALTIN 2504.473
  • ...

Müslümanlar şu kötümserliklerinden bir türlü vaz geçemediler.

“Öldük, bittik, tükendik, nerede o eski günler…” söylemlerini Allah için bir tarafa bırakmaları gerektiğini defalarca dile getirdim.

Şunu hiç unutmayalım; İslam gelmekte olandır, gitmekte olan değildir vesselam. İnanmıyorsanız düşmanlarına sorun.

Kendimizi avutmak için söylemiyorum bunu, gerçeğin ta kendisidir bu, yeter ki nereden bakılacağını bilelim.

Bugün Ramazan ve oruç bütün bir yeryüzüne egemendir, bunu böyle bilelim, bütün bir insanlık en azından Ramazanın farkındadır. Dostunun da düşmanının da gündemindedir Ramazan ve oruç.

Bakmayın şu anda sokağa çıkma yasağının etkisine, düne kadar bütün şehirlerin trafiğini iftar belirliyordu, koskoca şehirlerin caddeleri sokakları bir anda boşalmış ve herkes evine çekilmiş oluyordu.

Oruç çoktandır oyuncuların ve yöneticilerin şahsında futbola da müdahale etmiş durumdadır. Oruç tutan, iftar eden, namaz kılan, gol sevincini secdeyle, tekbirle paylaşan oyuncular hiç eksik olmuyor artık.

Bunun yanında oruçlu, namazlı futbolcuya düşmanlık eden takım ve yöneticiler de kendilerini gösteriyorlar.

Müslümanların futbolla ilişkileri ayrı bir konu ama… Canınızdan çok sevdiğiniz takım da olsa eğer oruç tutan, namaz kılan oyuncusuna iyi gözle bakmıyorsa canı cehenneme, bırakın yenilsin, bırakın düşsün, bırakın batsın gitsin o takım.

Zaten şöyle veya böyle batmaya mahkûmdurlar. İster istemez farkında oluyoruz; sporun ve özellikle futbolun en büyük düşmanı oyuncularının gayri meşru hayatlarıdır. Eğer bir takımın futbolcuları gece sabahlara kadar diskolarda, pavyonlarda rezil bir hayat yaşıyorsa, bırakın gündüz maçında da rezil olsun, rezalet onun hakkıdır.

Kulüp başkanları ve hocaları da aynı şekilde. Zaten onların şahsında belirginleşiyor İslam düşmanlığı. İslam’a ve Müslümanlara olan kinlerini kusuveriyorlar sahalarda.

Söylediğim gibi, bir Müslümanın futbolla ne kadar ilgilenmesi gerektiği ayrı bir konudur. Fakat böyle bir dünya vardır.

Sadece futbol değil, İslam’a yönelen oyunculara, sanatçılara, tesettüre bürünen bayan sanatçılara sahip çıkılmalıdır, onlar kendilerini yalnız hissetmemelidirler. Dahası, Müslümanca bir hayatı tercih ettiklerinden dolayı çok daha rağbet gördüklerine şahit olmalıdırlar.