• DOLAR 32.343
  • EURO 35.199
  • ALTIN 2245.926
  • ...

Diyeceksiniz ki “Ümmetin merkezi de İstanbul’dur, onun için İstanbul derdimizin ve düşüncemizin merkezidir.”

Velev ki öyle olsa bile şu seçimleri değerlendirme hususunda lütfen acele etmeyelim, biraz sakin olalım. İyi anlayalım, iyi dinleyelim, konuyla ilgili topladığımız malzemeleri bir daha iyice gözden geçirelim.

Bu gidişle üçüncü bir seçim daha yapılsa ilgililerin, özellikle iktidarın medyadaki kalemşorlarının akıllanmayacağını görüyoruz. Hatta iktidarın aleyhine, Recep Tayyip Erdoğan’ın aleyhine bu kötülüğü bilerek ve kasıtlı sürdürdüklerini söylemek durumunda kalacağız.

Hem acele etmeyelim hem de bilgi ve haber olarak tek kaynaktan beslenmeyelim, aksi halde hata yapmaya devam edip dururuz.

Acele ederek biz de aynı hatayı desteklemeyelim. Tamam, birileri bizden acil olarak hiç kimseden etkilenmeden konuyla ilgili değerlendirmelerimizi bekliyor olabilir. Sıhhatli bir değerlendirme yapabilmek zannedildiği gibi öyle kolay bir şey değildir.

Her şeyden önce oy kullanan herkesin, özellikle bizim istemediğimiz tarafa oy veren, oylarını o tarafa değiştiren herkesin bir bir görüşünü öğrenmemiz gerekir ki bu da imkânsızdır.

Sonra, biraz daha gerilere çekilerek İstanbul’u ve seçimini uzaktan izlemek, uzaktan dinlemek daha sağlıklı, daha adil bir değerlendirme yapmamızı sağlayacaktır.

Ümmet dedik. Eğer ümmetin problemlerini ve çözüm yollarını iyi tespit edebilirsek İstanbul’u da kendiliğinden çözmüş olacağız.

Yani derdimiz sadece İstanbul’u yeniden nasıl kazanabiliriz olursa bunun tek başına mümkün olmadığını unutmayalım.

Mademki İstanbul sadece tarihi açıdan değil bugünkü sosyal dokusuyla Ümmetin önemli merkezlerinin başında geliyor, o halde problem İstanbul problemi değil Ümmet problemidir, hepsinin çözümü de aynı olacaktır.

Biliyorum, söylediklerim soyut bir çizgide kalıyor ama inşaallah somut düşünce ve tespitlerimizi ve bu istikametteki somut tekliflerimizi de dile getireceğiz.

Şimdilik şu kadarını çıtlatayım; İstanbul’un niçin kaybedildiğini, nasıl kazanılacağını görmek istiyorsanız İstanbul’dan dışarıya çıkın, Bingöl’e gidin, Mardin’e gidin, Diyarıbekir’e gidin, bugünkü sınırların dışına çıkın ve İstanbul’a bir de oralardan bakın.