• DOLAR 32.569
  • EURO 35.025
  • ALTIN 2421.893
  • ...

İnsanlar farklı, itler ise farklı olarak yaratılmışlardır. Onlar bu dünyanın iki farklı varlıklarıdırlar. Aralarında çok benzerliklerin olmaması gerekir.

Amma bazı karışıklıklar ve benzerlikler de olmuyor değil!

Bazen tek taraflı benzerlikler her iki cins arasında oluyor. İtler (Her ezan okunduğunda it eniklerinin hep birlikte ses vermelerine, Allah’ı anmalarına tecrübe ile şahidiz) asil duruşları itibari ile örneklikte diğer cinse daha baskın çıkıyor adeta. Tıpkı son dönemde yaşadığımız bazı olaylar gibi.

Benzeşme eylemine girişecek cins önce niyet eder sonra o cinsin mertebesine doğru uygun adımlarla marş marş diye harekete geçer.

Kimi insanlar bir işe, bir eyleme başlayacağı zaman niyet eder. “Niyet ettim geçmişteki şu zamana gitmeye ya da niyet ettim Yeryüzündeki iki ayaklı yerli ve yabancı emperyalist vampirleri sevindirmek adına Kürtleri dinsizleştirmeye” gibi! Ya da “niyet ettim esfeli safiline doğru yolculuğa” da diyebilir.

Geçmişin akışını etkileme önemine binaen derecelendirirsek şu an itibari ile 500 yıl 1500 yıl gibi zaman dilimleri var. Bunlar bizim açımızdan önemli dönüm noktaları. Zaman geçtikçe tarihin dönüm noktaları da sayısal olarak farklılık arz eder. İleriki zamanlarda bu 600 yıl 1600 yıl olur. Geçmişin dönüm noktaları için Milattan önce milattan sonra, hicri, miladi, kavimler göçü, savaşlar, reform, Rönesans, sanayi devrimi, teknolojik gelişmeler, matbaanın çıkışı vs. gibi.

Bir de bütün bunların yanında uç noktalar dediğimiz bir olgu var. Her şeyin bir uç noktası vardır. İnsanların da uç noktaları vardır.

Herkes farklı olarak sınıflandırma yapsa da biz İnsanlar için iki uç derece vardır diyebiliriz.

Daha anlaşılır ifadeyle, insanlar için yapılan dereceleme sisteminde;

En yüksek mertebeye derece,

En düşük mertebeye ise dereke denir.

Evet; derece ve dereke meselesi!

En yüksek derecede insan olan “şerefli insan”dır. Bütün İnsanlar için hoşgörülen ve arzu edilen konum ve durumdur.

En düşük dereke olan insan ise “Şeytan insan”dır. “Aşağılık insan” olma derekesidir.

Bu ise insanlar için hiç hoşgörülmeyen bir derekedir.

 Acaba insanları yüksek dereceden alçak dereceye düşüren nedir?

Kelb gibi oynaşıp, kelb gibi dalaşmak, dolaşmak ve kelpten özgürlüğü öğrenip doyasıya yaşamak değil midir!

Hem 1500 yıl önceki Kutlu Önder:

“Dünya, cifedir(Leştir, kemiktir) Ona talip olan (vahyi ve İslami değerleri gericilik görüp, beşeri ideolojilerin) peşinde koşan) kelb(köpek)tir, demiyor mu?

İnsan olarak bu dünyaya teşrif edenler, insanlık özelliklerinden koparak köpekleşmeye ve köpeklerden ibretler almamaları gerekir. Ama maalesef Kelplerin kötü yanlarını örnek alanların haddi hesabı yok.

Onlar kinlerine, provokatör eylem ve söylemlerine devam etmeye dursun. Elbet bu halk bu memleket ve bu dünya sahipsiz değildir. Bu dinin ve İslami değerlerin bir sahibi var.

 Kiminin niyeti var İslam’ı yıkmaya, kiminin var tahrif etmeye hem de bozguncu ve fesat şebekeleri ile...

Ama unutmasınlar ki “Onlar ağızlarıyla(söz ve eylemleri ile) Allah’ın nurunu söndürmek isterler. İnkârcılar istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.”(Tevbe 32)