• DOLAR 32.59
  • EURO 34.804
  • ALTIN 2421.194
  • ...

İnsanoğlunun istek ve arzuları öyle çoktur ki saymakla bitiremeyiz.

Öyle tutkuları vardır ki insanın, İslami ve insani açıdan bakıldığında akla ve hayale sığmayan cinsten.

Çoğaltma tutkusu, biriktirme tutkusu, bol bol harcama, saçıp savurma…

Ve bir nevi ebedilik tutkusu sarmış hayatlarımızı…

Ve ziyana doğru sürüklenen bir yaşam.

İhtiyaçlar ve ihtiraslar adeta iç içe geçmiş, her biri bir diğerinin yerine geçmiş adeta.

Modern zamanların kapitalist sistemleri insanlığı ihtiraslar konusunda yarıştırırcasına ihtirasa meylettirecek materyaller üretmekle meşgul.

Evet:  

Ne mutlu o adama ki dünya için ahireti unutmaz, ahiretini dünyaya feda etmez. 

Yazıklar olsun o adama ki dünya için bütün bütün ahiretini unutur. 

Ahiretini dünyaya feda eder.” 

Evet, kötü niyetler besleyip kötü niyetlerinin altında kalan nice Karunlar vardı yeryüzünde.

Hepsi de eninde sonunda, katır yüklü tonlarca altınlarıyla beraber yerin dibine geçti. 

Onlar çok kötü bir durumda can verdiler. 

Onlar sürekli kötülük düşünüp iyiliklerden mahrum kaldılar, 

Şimdi sahipsizdirler…  

Her şey gerçek sahiplerinin elinde… 

Bugün varlık, tek, yegane ve gerçek sahiplerinin elinde!.. 

Onun izni olmadan hiç kimse hiçbir şeye el uzatamaz!.. 

Hırs ile dünyaya sarılmanın hiçbir faydası yoktur.

Çünkü “Hırs, hasarete sebebtir!” 

Ahmaklık, kalleşlik ve  arkadaşını aldatma örneği ancak hırs ile hareket edenlerde olur!.. 

Hırs ve öfke ile hareket etme, insanın beynini dumura uğratır ve önünü göremez hale getirir.

Sonunda hasret ve hasaret denizinde boğulur.

İşte dünya!  

İşte peygamberi dinlemeyen ve ona güvenmeyen,  

İşte Kur’an gibi bir mucizeyi gözleriyle gördüğü halde, görmezden gelen,  

İşte yalan söyleyen dünyaperestlerin son durumu!

İşte Karunların, Karun’a özenmeye çalışanların durumu!

İşte Firavun ve müstekbirlerin son durumu! 

İşte Hakk’a gözlerini kapayanların, Hak( Allah) tarafından gözlerinin nasıl kapatıldığının ve nasıl haklandıklarının bir görüntüsü!.. 

İşte son durum.  

Zaten önemli olan da son durum değil mi?

 

“Dünya sevgisi bütün hataların başı” değil mi? 

Kendimize dönüp de kendimizle hesaplaşalım!  

Eyvah aldandık!

Şu dünya hayatını sabit zannettik. O zan, sebebiyle hem dünyamızı, hem de ahiretimizi bütün bütün zayi ettik (kaybettik).  

Meğer şu ana kadar ki geçen hayatımız bir uyku imiş. 

Bir rüya gibi geçti.  

Şu hayatımızın da hiçbir sağlam temeli yokmuş.

Ömür denen şey de bir su gibi akıp gitmekte ve bir rüzgâr gibi uçup geçmekte. 

Geride kalansa..? 

Ya bir yığın günah! 

Veya bir tepe yığını mezarlar(!) 

Veya ağırlığı altında ezilen bir ölü beden!