• DOLAR 32.565
  • EURO 34.884
  • ALTIN 2430.476
  • ...

Şer gibi gözüken bazı olaylar, neticeleri itibariyle hayra kalb olabilmektedir. Her takdirin üzerinde olan bir takdir, tüm hesapların üzerinde olan bir hesap vardır. İslam ve insanlık düşmanlarının bir hesabı varsa, elbette Aziz ve Celil olan Allah'ın da bir hesabı vardır. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. Varsa zalimin bir hesabı, elbette Mevla bu tuzağı onların başına geçirmeye kadirdir.

Siyonistler ve emperyalistler, İslam ümmetinin parçalanmışlığından ve bölünmüşlüğünden, küfrün av köpeği işbirlikçi hainlerin artmasından cesaret alarak Kudüs'ü siyonizmin başkenti olarak ilan etti. Bu ümmetin iman ve iradesinin küller altındaki kor olduğunu bilmeyen kâfirler, zahire bakarak İslam ümmetini kalbinden vuran hamleyi yaptılar. Tüm aza ve unsurlarıyla ümmetin namusu olarak kabul edilen Kudüs'e saldırdılar. İslam düşmanları bilmiyorlar ki tarih boyunca nice sefer düştüğümüz yerden kalkıp İslam düşmanlarının yakalarını yırtmışız. Külleri altında saklı duran iman ve irade, sadece bir Selahaddin'in bu kora üflemesini beklemektedir.

Nitekim bu mel`un saldırı ile beraber, başta Filistin olmak üzere, dünyanın her tarafındaki Müslümanlar ayağa kalktılar. Uzun zamandır aynı duyguları yaşamayan ve vahdet zemininde bir araya gelemeyen Müslümanlar, bir anda aynı duygularla kendilerini aynı cephede gördüler. Bu vaka, her ne kadar Kudüs'e sahip çıkma olarak gözükse de meselenin aslı, Kudüs'ün bereketiyle Müslümanların ümmet ruhu ile dirilmelerinin somut tezahürüdür. Ve işte bu ümmeti kurtaracak olan da bu Kudüs ruhudur. Meydanlar, Kudüs aşkı ile şahlanıyor. Meydanlardan yükselen bu coşkunun ete kemiğe büründürülmesi, somut adımlara dönüşmesi lazımdır. Halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticileri meydanların sesine kulak vermeli ve bu ümmetin evlatlarına layık birer idareci olmalıdır. Sokakların iradesi, diplomasi masasına yansımalıdır. Sayın Cumhurbaşkanının, Kudüs konusundaki konuşması çok değerli idi. İsrailin terör ve işgal devleti olarak ilan edilmesi ve tüm dünya kamuoyu önünde bu hususun deklare edilmesi, çok önemli bir hadisedir. Bu açıklama, atılacak somut adım ve ortaya konulacak strateji ile taçlanır. ABD'nin Kudüs'ü israilin başkenti olarak tanıdığını açıklaması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan İİT'yi olağanüstü zirveye davet etti. 13 Aralık Çarşamba günü İİT toplanacak. Tüm Müslümanlar bu zirveden sadece açıklama ve sonuç bildirgesi veya kınama değil; terör çetesi israili caydıracak, ABD'ye de haddini bildirecek somut adımlar beklemektedir. Yapılacak zirvede en azından şu kararlar alınabilir:

  1. Amerika'nın aldığı karar yok hükmündedir.
  2. Filistin'in başkenti Kudüs''tür. Bu kabule uygun diplomatik adımlar atılmalıdır.
  3. İsrail ile tüm diplomatik münasebetler askıya alınmalıdır.
  4. İsrail; karadan, havadan ve denizden ablukaya alınmalıdır.
  5. İsraile ekonomik boykot uygulanmalıdır.
  6. Filistin'deki askeri direniş unsurlarının destekleneceği taahhüt edilmelidir.
  7. Filistin davası konusunda insaf sahibi Hristiyanlar nezdinde lobi faaliyetleri yürütülmelidir.
  8. Uluslararası arenada, Filistinlilerin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları ciddi olarak gündeme getirilmeli, BM kararlarına uymayan israilin, kınama dışında ciddi tedbirler ile caydırılması müzakere edilmelidir. Bunu temin edemeyen BM'nin, İslam ümmeti nezdinde ciddi bir şekilde sorgulanacağı deklare edilmelidir.
  9. Terör devleti israilin, insan hakları ihlalleri ciddi bir şekilde takip edilmeli ve mahkûm edilmesi için çaba sarf edilmelidir.
  10. İsrail konusunda Amerika'nın politikalarının Amerika'ya zarar vereceği deklare edilmelidir.
  11. Caydırıcı adımların netice vermemesi durumunda, İslam ülkelerinin askeri seçenekleri müzakere edeceği beyan edilmelidir.
  12. Filistin'e uygulanan korsan ablukanın son bulmaması halinde israilin ablukaya alınacağı net olarak ifade edilmelidir.

Bilmeliyiz ki; kınamadan, protestodan anlamayan; hak ve hukuk gözetmeyen; gücü, hak olarak gören ahlaksız bir düşman ile karşı karşıyayız. Artık bizim yaklaşım ve stratejilerimizin, düşmanı caydıracak bir keyfiyete ulaşması gerekir. İman ve irade sahaya sürüldüğü zaman, düşmanın ne kadar aciz olduğuna tarih bir kez daha şahitlik edecektir.