• DOLAR 32.603
  • EURO 34.841
  • ALTIN 2494.651
  • ...

Filistin'de zulüm ve işgal her geçen gün daha da ağırlaşıyor. İşgal tahkim ediliyor. Filistin'in evlatları adeta açık hava cezaevine hapsedilmiş. Dünyanın gözü önünde bir halk topluca ölüme mahkûm edilmiş. Adeta zamana yayılmış bir şekilde Filistinli kardeşlerimizin yavaş yavaş ölmeleri bekleniyor. İslam ümmeti, Filistin konusunda duyarlılığını neredeyse tamamen yitirmiş durumda. Her gün alenen Filistin topraklarının Yahudileştirilmesi kapsamında binlerce konutun inşa edileceği söyleniyor, kararlar alınıyor. Kudüs'ün Yahudileştirilmesi alenen gerçekleştiriliyor.

Ama kimsede ses yok. Gazze muhasarada. İlaç yok, elektrik yok, yakıt yok, yiyecek yok, temiz içme suyu yok. Ama yine itiraz eden yok. Esirlerin zindan koşulları ağırlaşıyor. Tutsak Müslümanlar var güçleri ile bu zulme direniyorlar. Yine İslam ümmetinden itiraz ve destek yok. Özellikle son zamanlarda gençlerimiz sokak ortasında asılsız gerekçelerle şehit ediliyorlar; ama yine itiraz eden yok. En son, terör devleti israil polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa'yı çevreleyen eski şehrin Şam kapısında bıçaklı saldırı girişiminde bulunduğu iddiasıyla Filistinli bir genç kızı katletti.  

Siyonistler, karşılarında ruhsuz bir ümmet olduğunu bildikleri için bu cinayetleri pervasızca işlemektedir. Siyonistlere karşı ciddi bir tepki göstermek bir yana, bu konular gündeme bile gelmiyor. İslam halklarının yöneticileri, hiçbir şey olmamış gibi davranmaktadırlar. İsrail ile ilişkileri gözden geçiren yok. Sokaklarımızda herhangi bir hareketlilik yok. İslam ümmetinin gayretsizliği karşısında, Filistin davasını, göğsünü kurşunlara siper eden 16 yaşındaki kızımız omuzlamaktadır. Sözde özgür olanların suskun olduğu bir dünyada, zindanlardaki Filistinli tutsaklar İslam ümmeti adına Siyonist vahşete karşı itiraz seslerini yükseltmekte ve bedenlerini ölüme yatırmaktadır.

Filistinli 1500 esir, cezaevi koşullarının iyileştirilmesi talebiyle 17 Nisan'da işgal rejimi zindanlarında toplu açlık grevine başladı. Zindanlarda yükselen direniş, açlık grevi olarak kendisini göstermektedir. İslam dünyasından bu açlık grevine destek vermek bir yana, böyle bir direnişin olduğundan haberi olanların sayısı ancak bir avuç kadardır. "Ey Müslümanlar", diye feryat eden mazlum kardeşlerimiz var iken, biz hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz. Ama her şeye rağmen vicdanı ölmemiş insanlar, adeta bütün dünyaya insanlık dersi vermektedir.

Batı Yaka'daki Rum Ortodoks Kilisesi Sebastia Başpiskoposu Atallah Hanna, Filistinli esirlere destek amacıyla bu gün açlık grevine başlayacağını açıkladı.

Hanna, esirlerin seslerini tüm dünyaya duyurabilmek için açlık grevi yaptığını ifade ederek, "Esirlerin mesajı hepimizin mesajıdır. Biz vatanında ve kutsal topraklarında özgürce yaşamayı hak eden bir halkız. Biz bu topraklara ve özgürlüğü için mücadele eden bu halka aitiz" dedi.

İşte onurunu ve vicdanını yitirmemiş bir insanın duruşu ve sözleri böyle.

Hanna, Filistin halkının haklı davasını desteklemeye devam edeceklerini ve pusulalarının daima insanlık yönünde olacağını ifade etti.

İslam ümmetinin sokakları direniş mekânları olmalıdır. Sokaklarımızdan yükselen öfke sloganları Telaviv'i vuran birer füze olmalıdır.

Yöneticiler, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, Müslüman liderler ve bu ümmetin her bir ferdi, size ne oluyor ki, Filistinli kardeşlerinizi unuttunuz? Ey Müslümanlar, size ne oldu ki, itiraz sesleriniz yükselmiyor? İşgal bitmedi ki, evlerinizden çıkmıyorsunuz. Siyonistler onurumuzu postalları ile çiğnerken siz nasıl uyuyabiliyorsunuz? Unutmayın ki yerlerde yatan ve yere düşmüş olan 16 yaşındaki Filistinli Fatıma değil, İslam ümmetinin onurudur. Bizim sahip çıkamadığımız onurumuza, bizi temsilen bu evladımız sahip çıkıp bunun bedelini ödemiştir. Bu dava sadece Filistinlilerin değil, 2 Milyar nüfusu ile bütün İslam Ümmetinin davasıdır. O halde bu dava için sadece Filistinliler değil, bütün İslam Ümmeti bedel ödemeye hazır olmalıdır. Sadece Filistinliler değil, tüm İslam ümmeti, siyonizm ile hesaplaşmaya, topraklarımızın ve evlatlarımızın kanının hesabını siyonist katillerden sormaya hazır olmalıdır.