• DOLAR 32.601
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2504.903
  • ...

Hamd alemlerin Rabbine, selat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen şefkat peygamberinin üzerine olsun.

Malumunuz 8 Mart dünya kadınlar günü.

Sanayi devrimi kadınların fabrikalarda ağır işlerde çalışması, sosyal bir güvencelerinin olmamaları sonucunda kadınlar Avrupa ve Amerika’da greve gitmelerine sebep olmuş. 1907’de yine bir grev sırasında yangın çıkmış ve 127 kadın hayatını kaybetmişti.
Bunun sonucunda 1975 yılında, 8 Mart dünya kadınlar günü olarak ilan edilmiştir.
Kadının kişiliğini değil de dişiliğini ön plana çıkarıp, kadın üzerinden rant devşirenler kadını adeta kene gibi, üç yüz altmış dört gün sömürenler, yılda bir günü  kadına lütfedip "Kadınlar gününüz kutlu olsun." mesajları ile algı ve manipülasyonlarla kadını adeta köleleştiriyorlar. Kadının toplumdaki etkin rolünü bildiklerinden, toplumu yine kadın ile ifsada sürüklemek istiyorlar. Maalesef şeytan ve avenelerinin bu oyununa kanıp, özgürlüğü bu kapıda arayanlar, esaret altında inleyen ruhlarının sesini duymazdan geliyorlar. Şunu asla unutmamak gerekir ki, Batıyı taklit edenler, batmaya mahkumdurlar.

Zira batının hedefi, kadın üzerinden toplumu istismar edip, İslam’dan uzaklaştırmaktır. Tarihten bu güne kadar hiçbir din ve ideoloji İslam'ın kadına verdiği değeri vermemiş ve önemsememiştir. İslam'ın kadına verdiği hakları hala en medeni toplumlarda dahi göremiyoruz.

Nedense kadın haklarını en çok istismar edenler, kadın haklarından bahsederler.
Oysa Dünyanın dört bir yanında, her türlü zulüm, taciz ve işkence gören Müslüman kadınlar ve  masum çocuklara karşı kadın haklarından dem vuranlar, adeta gözleri kör, dilleri lal, kulakları sağır kesiliyorlar. Fakat söz konusu mavi gözlü, sarı saçlı hanım ve çocuklar olunca durum o zaman değişiyor. Bu vesileyle batının kirli yüzüne bir kez daha şahit olduk.

Diğer taraftan İslam'ın gözlüğüyle kadına bakacak olursak. İslam’da kadın her şeyden önce kuldur. Müslüman kadının duruşunu ancak yüce Allah belirler. Hakeza kadın ancak Rabbine layık bir kul olduğu sürece özgürdür. Zira izzet, şeref 've özgürlük ancak Rabbin dergahındadır.
İslam’da kadının Allah’a karşı, kendisine karşı ailesine karşı ve topluma karşı sorumlulukları vardır. Zira topluma rengini veren kadındır. Kadın toplumun mihenk taşıdır. Kadın düzelirse, toplum düzelir. Kadın bozulursa toplum bozulur. Aziz dinimiz kadını toplumdan soyutlamamış aksine, toplumun ıslahında kendisine ciddi bir rol biçmiştir. Lakin kadın toplumda yer alırken, İslam, kılık kıyafetinden tutun her hal ve hareketini belirleyen ölçüler koymuştur. Dolayısıyla dinimiz evrensel ve tamamlanmış bir dindir.


Müslüman kadın Allah'ın ölçülerinden başka bir ölçüye kesinlikle ihtiyaç duymaz. Onun çağdaş, demokrat, modernist ölçülere ihtiyacı yoktur. Sözün özü, İslam’da kadın bir hazine hükmündedir. Zira cennetler onun ayakları altına seriverilmiştir. Kadın kuldur, anadır, eştir, evlattır, muhtaç olduğu tüm haklar Rahman olan Allah tarafından garanti altına alınmıştır.
Son olarak İslam belli gün ve zamanlarda değil, kadına her zaman ve çağda değer vermiştir.

Zira şefkat peygamberi, veda hutbesinde şöyle ferman buyuruyor:
"Sizin en hayırlınız kadınlarına en iyi davrananızdır."
"Kadınlar kristaller gibidir dikkat edin onları incitmeyin."
Kristallerimizin incinmemesi dileğiyle.

ESMA AKBALIK