• DOLAR 32.375
  • EURO 34.974
  • ALTIN 2325.621
  • ...

     'Herkes bu dünyanın yıldızı olmak istiyor. Ama ben cennette bir yıldız olmak istiyorum!'

       Geçenlerde YouTube'da gördüğüm bu başlık dikkatimi çekti. Videoyu izlemeye başlayınca bu sözlerin Hollywood'da oyunculuk yapmış ve şu an belgesel yapımcısı olan Bosnalı bir Müslüman'a ait olduğunu gördüm. Kariyerinin tam zirvesindeyken oradaki hayatını bırakıp Türkiye'ye yerleşmiş.

   Şu an çoğu insanın, hele ki genç neslin hayali, tanınan biri olmak iken; bu kişiye şöhret ve milyon dolarları elinin tersiyle ittiren ne olabilirdi, diye düşünürken videonun devamında  cevabı geldi. Hem ahlâk yapısına ters düşen roller geldiğini hem de orada (Hollywod) tanıdığı bir çok ünlü kişinin mutsuz olduğunu fark ettiğini; onların bir arayış içinde olduklarını ama aradıkları şeyi bir türlü bulamadıklarını (iç huzur) söylüyordu.

    Bu itiraflardan da anlaşıldığı üzere o yaldızlı, şaşaalı hayatların diğer yüzü tamamen karanlık ve mutsuzluklarla dolu. Bu durum sadece yabancı ünlüler için geçerli değil. Buradaki sözde sanatçı ve oyuncular için de geçerli. O ihtişamlı sahnelerin, mutlu mesut rollerin arkasında kapkaranlık bir dünya var. Gençlerin önüne rol model olarak konulan kişilerin iç alemlerindeki bunalımlar zaman zaman çeşitli sebeplerle ortaya çıkıyor. Özellikle yaşları ilerleyip sahip oldukları imkânlar da elden gidince başlıyorlar bunalımlı itiraflara.

   Durum böyleyken İslam düşmanı medya, şeytanî  maharetini kullanarak o rezil dünyayı allayıp pullayarak insanların aklını çelmeyi başarıyor. Maalesef ki insanların çoğu da gerek TV ekranlarında gerekse sosyal medya mecralarında  gördükleri o sahte dünyaların cazibesine kapılıyor. Hatırlanacağı üzere birkaç yıl önce düzenlenen sözde yetenek  yarışmalarında kuyruk oluşturanlar, Müslüman evlatlarıydı. Kandırılıp uyutulan bu dimağlar, sanıyordu ki  huzur ve mutluluk ancak dünyevi imkanlara kavuşunca olur. Oysaki bilmedikleri bir şey var. Dünya nimetleri asla tek başına insana mutluluk ve huzur veremez.

  Şöyle ki, Rabbimiz yüce kitabında şöyle buyuruyor 'Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.' (Rad/28) Yarattığını Yaradan’dan daha iyi kim tanıyabilir ki? Bizi bizden daha iyi tanıyan böyle buyurmuşsa, bu hakikatin ta kendisidir. Demek ki Rabbimize yakınlığın dışında dünyanın tüm hazinelerine sahip olunsa da ruhumuz tam anlamıyla tatmin olup huzura kavuşamaz. Fıtratta var olan iman tuğlasının yeri boş kalırsa yukarda bahsi edilen  kişiler gibi milyon dolarlar kazansan da, binlerce hayranın olsa da, o boşluğun vermiş olduğu çöküntü doldurulamaz.

    Bize düşen bu dünyanın fani  ihtişamını talep etmek yerine, o Bosnalı Müslüman gibi ahiret semasının yıldızı olma gayreti içerisinde olmaktır. Böylelikle hem bu dünyada imanın vermiş olduğu rahatlıkla sürûr içinde yaşarız hem de bir cennet starı olma yolunda kârlı adımlar atmış oluruz.

     Rabbim bizleri bu yönde çabalayan kullarından eylesin. Hepimize cennet semalarında bir yıldız olmayı nasip etsin.

  Konuk yazar - Arzu Aşkın