• DOLAR 32.367
  • EURO 34.98
  • ALTIN 2325.233
  • ...

24 Haziran`da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçimleri süreci hızla ilerliyor. Ramazan ayının ve mevsim koşullarının etkisiyle seçim atmosferi pek oluşmasa da, adayların çalışmaları ve mitingler başladı.

7 Haziran seçimlerinde sözde çözüm süreci ile HDP`ye alan açılması, devlet güçlerinin HDP`ye yardımı ve göz yumması, 17-25 Aralık operasyonları sonrası hükümet ile savaşan FETÖ yapılanmasının HDP`ye açık desteği ve AK Parti içindeki kripto FETÖ ve PKK sevicilerin “Truva” görevi yapması ve CHP ile sol örgütlerden, LGBT bileşenlerine kadar geniş bir kesim HDP`ye çalıştı. O dönemde sözde “Kürdi” ve “Muhafazakâr” bazı oluşumlar da HDP`ye destek verdi. Yerel yönetimleri ellerinde tutmanın ve çözüm sürecindeki kazanımların etkisiyle sözde “ikna komisyonları” ile halk üzerinde ciddi baskı oluşturuldu. FETÖ, Doğan ve sol medyanın da desteğini alan HDP halka adeta: “Devlet burayı bize terk etti, bizimle olan kurtulur” şeklinde korku saldılar.

17-25 Aralık kumpası ve FETÖ ile mücadelede henüz verim alınmamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi parti kurmaylarını bile bu konuda ikna etmekte zorlanıyordu. “AK Parti devri bitti” propagandası; FETÖ ve dönemin güçlerince yapılması sonucu bu algıya ve devletin bölgeyi PKK`ye terk edeceğine inandırılan kişi ve kitleler Ak Parti`den istifa ederek, HDP`ye geçmeleri sağlanıyordu. Bu arada eski derin devletin kurtları da anlaşılmaz bir şekilde HDP`ye geçiyorlardı. Tüm şartlar HDP lehine çalışıyordu. Bu arada FETÖ`nün uçaklarla seçmen taşımasını ve askeri birlik lojmanlarından HDP`ye çıkan yüksek oyları da unutmayalım.

7 Haziran seçimlerine 9 ilde bağımsız aday gösteren HÜDA PAR`ın Batman ve Diyarbakır adaylarının seçilme beklentisi yüksek ihtimal iken; seçimden iki gün önce Diyarbakır`da HDP mitinginde patlatılan bomba ile HDP`nin barajı aşması, HÜDA PAR`ın oylarının azaltılması ve korku atmosferi oluşturuldu.

Bugün 7 Haziran şartları artık yok. Köprünün altından çok sular aktı. Artık HDP`nin “çukur siyaseti” ile kaybettiği halk desteği ve sırtlarını sıvazlayan FETÖ yok. Çözüm süreci kazanımları; çatışma süreci ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yok oldu. HDP`nin o dönemde yaptığı megaloman ve kibirli siyaset anlayışı da yok. Halka gözdağı veren örgütleri ve belediyeleri de yok. En önemlisi Türk solu ve LGBT dışında destek buldukları kesim de yok. Halk, artık çözüm süreci sonrası sözde “özerklik ilanları” ve “çukur siyaseti” ile ne olduklarını anladı.

7 Haziran seçiminden bu yana geçen süreci en iyi değerlendiren ve her alanda sahada olan parti HÜDA PAR`dır. Çözüm süreci döneminden itibaren yanlış uygulamalara her platformda karşı çıkan HÜDA PAR; hem hükümetin, hem PKK ve HDP`nin halka yaptıkları zulme varan uygulamalara karşı söyleyecek sözü olan tek parti oldu.

Erken seçim kararı sonrası izlediği siyaset ve kritik hamlelerle siyaset arenasında iyi bir aktör olduğunu gösteren HÜDA PAR`ın halka dönük siyaseti ve siyaset satrancındaki ustaca hamleleri ile köşeye sıkışan HDP ve türevleri hayasızca HÜDA PAR`a saldırıyorlar. Siz önce bugüne kadar yaptığınız ihanetin ve binlerce Kürt gencini sol fantezilere kurban etmenizin hesabını verin. Sonra kalkıp HÜDA PAR`dan ve dindar Kürtlerden “özeleştiri” isteme cüretinde bulunun bre utanmazlar. HDP tabanı; Türk Solu`nun ve Alevilerin güçlü olduğu yerlerde neden “özerklik ilanı” ve hendek kazılmadığını, sadece Kürt illerinde ve fakir mahallerde kazıldığını sorgulasın. Fakat bunlarda hiç utanma olmadığı için, sanki bu kadar ihaneti onlar ve örgütleri değil de, uzaylılar yapmış gibi konuşuyorlar.

Unutmayalım ki! Yaptığımız her fiilin hesabını mahşerde vereceğimiz gibi; başımıza geçecek yöneticileri seçmemizin de hesabını elbette kabirde ve mahşerde vereceğiz. Dünyada da, ahirette de pişman olmamak için; kimlerle arkadaşlık yaptığımıza, tercihlerimize ve söylemlerimize dikkat edelim. Wesselam…

Veysi Demir/Doğruhaber