• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

Suriye'deki son kimyasal saldırıyla hayatlarını kaybedenler, daha önce yüz binlerce ölümün tepkisizliğiyle karşılandı körelmiş vicdanlar tarafından. Bütün zalimlere ve katillere lanet olsun. Bu katilleri ve zalimleri destekleyenlerin de sonları Suriye gibi hazin olsun. Körelmiş ve tepkisiz vicdanlara azap olsun.

Suriye tam anlamıyla kontrollü bir iç savaş ile yok edilmeye devam ediliyor. İç savaş altı senedir kontrollü bir şekilde sürdürülüyor. Bazen ateşkes sağlanıyor, görüşmeler başlıyor, tam da barış için umutların arttığı bir dönemde bir taraf çok anlamsız ve yersiz bir saldırıyla bir katliam gerçekleştiriyor. Bir anda haftalarca ve aylarca uğrunda umut beslediğimiz barış hayalleri, bir bombanın infilakıyla yok olup gitmektedir.

ABD ve Rusya'nın karşılıklı mevzi kazanma hamleleri devam etmekte ve Suriye üzerinde daha etkili olma manevralarına evirilmektedir. Danışıklı dövüş şeklinde devam eden bu saldırılar, aslında kontrollü bir yıkımın sürdürüldüğünü de bize göstermektedir. Her bir saldırı Suriye devletini daha bir çökertmekte, dışa daha bağımlı hale getirmekte ve kendi halkına karşı daha gaddar ve katilce adımlar atmasına sebebiyet vermektedir.

Bir dönem Suriye'de eli iyice zayıflayan ABD, PYD üzerinden ülkeye müdahil olmaya başladı. Bununla yetinmedi DEAŞ bahanesini kullanarak burada kalıcı olduğunu karşı tarafa hissettirmeye çalıştı. Türkiye'yi etkisiz kılmak amacıyla, PYD'yi aşırı derecede silahlandırarak alanını genişletmeye çalıştı. Rusya ise rejim üzerinden etkisini daha bir artırarak daha etkili bir politika geliştirmeye çalıştı. Bütün bunlar karşılıklı yaşanırken, mazlum Suriyeliler ölmeye devam etti.

Barış görüşmeleri başladı. Ama ABD bu görüşmelerde yeterince yer almamıştı. Bu durum büyük şeytanı öfkelendirmişti. Bu sürecin sonuçsuz kalacağını açıkça ifade etmeye başladı. Nitekim daha sonra var olan sorunlara başkaca sorunlar ekleyerek 'çözümsüzlüğün devamının' sürdürülmesinin mevcut politikalarına daha uygun olduğunu açıkça ilan ettiler. Şimdiye kadar 500 bine yakın ölümün gerçekleştiği, milyonlarca mültecinin ve harabeye dönmüş bir ülkenin acıklı durumunu yoksa nasıl açıklamak gerekir?

Hele son kimyasal saldırıdan sonra, bir iyilik meleği edasıyla, bu saldırının öcünü almış gibi bir numarayla füze saldırısı gerçekleştirmesi, dünya kamuoyunu aldatmaktan başka bir şey değildir. Vahşi imajına, insani bir kılıf geçirme şeklinde bize yutturulan bu durum, mazlumları aldatmamalıdır. Bu son gerçekleştirdiği saldırı, daha önce PYD üzerinden müdahil olduğu Suriye'ye daha etkili müdahil olma ve karar alma sürecinde daha belirleyici olma manevrasıdır.

Rus askerlerinin de bulunduğu hava üssüne yapılan saldırı sonrasında yapılan açıklama, bizim danışıklı dövüş dediğimiz durumun ta kendisidir. ABD askeri sözcü şöyle diyor: "Rusya'yı bilgilendirdik. Rus askerlerinin orada olduğunu biliyorduk. Askerlerin kaldığı idare binalarını vurmadık, üssün etkisiz hale gelmesini sağladık" diye ifade ediyor. Ama Suriyelilerin ölmesinin hiçbir kıymeti yoktur. Daha önce yüz binlercesinin öldürülmesi gibi. Ama birkaç tane Rus askerinin ölmemesine bile çok dikkat ediyorlar. Nasıl olsa danışıklı dövüş şeklinde daha yıllarca Suriye'yi yıkmaya, beraberce harabeye çevirmeye ve en önemlisi insansız hale getirmeye devam edeceklerdir.

İpler Rus ve ABD'nin elinde kaldığı müddetçe, altı yıldır devam eden Suriye iç savaşının, daha uzun yıllar acımasızca devam edeceğini bilmemiz gerekmektedir. Bu iki zalim ülke etrafında kümelenen basiretsiz Müslüman yöneticilerin, atacakları 'mümince' bir adımları olmazsa bu savaşın bütün vebalinin onların boynunda olduğunu da bilmek lazımdır. Bu tür insanlık dışı saldırılar tepkisiz kaldıkça zalim Esed zulmüne ve gaddarlığına yeni halkalar ekleyecektir. Emperyalist kâfirler ise daha bir iştahla saldırılarını artıracaklardır. Bölgede daha uzun yıllar kalmak için yeni politikalar geliştirecektir.

Savaşın daha uzun yıllar sürmesi, yıkımın ve talanın daha tahripkâr boyutlara ulaşmasının hedeflenmesidir. Savaşın ve kaosun devam ettiği bir ülkenin varlığını sürdürmesi de mümkün değildir. Aslında bütün bunlar uzun vadede varlığı ortadan kaldırılacak bir Suriye'nin hazin öyküsüdür.