• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Sokak köpeklerinin son kurbanı Bitlisli Mustafa oldu. Daha çocuk yaşta hayattan koparıldı. 19 Ekim'de arkadaşlarıyla oyun oynarken, sokak köpeklerinin saldırısına uğramış ve kuduz şüphesiyle hastaneye kaldırılmıştı. Daha sonra Ankara Hacettepe üniversitesi hastanesine nakledilen talihsiz çocuk burada 21 gün sonra vefat etti. Son aylardaki köpek saldırılarıyla 27. ölüm gerçekleşti, yüzlercesi ise yaralandı. Yaşanan korku ve panik ise hatıralarda acı ve hüzün bıraktı.

Meşhur hikâyedir, hocanın birisi bir köye gitmiş. Fakat köyün girişinde köpeklerin saldırısına uğramış. Hoca kendisini savunmak için yerden taş almaya çalışmış ama taşlar yerinden çıkmamış. Ve haklı olarak şöyle demiş; "Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar." Son zamanlarda, ülkemizde karşı karşıya kaldığımız durum, tam da böyle bir şeydir. Sokaklar başıboş köpeklerle dolu ve savunmasız çocuklar, yaşlılar ve hemen herkes sokak köpeklerinin saldırısı gerçeğiyle baş başa kalıyor.

Hayvan hakları diye 'İnsan Haklarının' ayaklar altına alındığı bir ibretlik dönemi yaşıyoruz. Hele bu son zamanlarda ortaya çıkan 'Köpek lobisi' ise; neredeyse 'herkes kendi evinde dahi köpek alıp beslemek zorunda' gibi bir algı oluşturulmakta ve kanun ile bunun garanti altına alınması lazım, şeklinde bir hezeyanı tüm halka dayatmaktadırlar. Bunun sıradan bir proje olmadığını artık görmek lazımdır.

Dizilerde ve neredeyse tüm reklamlarda 'köpek figürünün' en ön planda tutulmasının, sıradan bir tercih olmadığını bilakis 'Köpek lobisinin' ısrarlı bir projesi olduğunu bilmemiz gerekir. Son zamanlarda büyük şehirler bir tarafa, küçük şehir ve kasabalarda dahi köpek ile dolaşan insanların sayısının artması bu lobinin ifsatlarıyla, halk üzerinde çok ciddi mesafeler kat ettiğinin açık göstergesidir.

Köpek ile yatıp kalkanlara, köpek ile arkadaş olanlara; 'kendi tercihleridir' deyip acınası halleriyle baş başa bırakıyoruz. Ancak sokaklarda başıboş köpek saltanatının devam ettirilmesini asla kabul etmiyoruz. Bu konuda etkili ve yetkili olan herkesin, her kurumun; görevlerini ihmal ettiklerini düşünüyoruz. Eğer çocuklarımızın, insanımızın bu köpekler kadar değeri yoksa ve gerekli önlemler en sert biçimde alınmıyorsa; bir kez daha dönüp vicdanlarını, insaflarını ve ahlaki değerlerini kontrol etmelerini tavsiye ediyoruz.

Belediyelerin ve diğer ilgili kurumların, köpek lobilerine boyun eğmeden; acil bir şekilde bütün başıboş köpekleri, ilgili barınaklara toplatılması, gerekli aşıların ve kısırlaştırma çalışmalarının yapılması ve kuduz olanların itlaf edilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu kurumlar, bu işi acilen yapacak donanıma, ekipmana ve personele sahiptirler. Sadece çocuklarımızın yaşama hakkını, köpek lobisinin ihtiraslarına kurban etmemelerini ve halkın değerlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz.

Her gün, başıboş köpeklerin saldırısı haberlerini artık duymak istemiyoruz. Hele yaralanma ve ölümle biten saldırıları asla kabul etmiyoruz. Bir tek saldırı bile gerçekleşecekse, oranın belediyesi ve diğer ilgililer sorumludurlar, vebal altındadır ve halka karşı açık bir aymazlık içerisindedirler. Köpeklerin salındığı, taşların bağlandığı bir ülke değil; köpeklerin barınaklarda, çocukların özgürce ve korkusuzca sokaklarında dolaşabildiği bir ülke istiyoruz.