• DOLAR 32.585
  • EURO 34.788
  • ALTIN 2522.96
  • ...

1965'lerde Şehid Seyyid Kutup şöyle söylemektedir; "Batıdan ve Amerika'dan nefret ediyorum, fakat Amerika’nın peşine takılan Müslümanlardan daha fazla nefret ediyorum" şeklinde, günümüzde bazı Müslümanların içerisine yuvarlandıkları zilleti daha o zamanlarda biz anlatmaya çalışmıştır.

Şehadetinin sene-i devriyesinde, bu güzel insanı rahmet ve minnetle anarken; zulme ve tuğyana karşı verdiği onurlu mücadele ile milyonlarca mümini yeniden uyandırmış, eserleri ile yeni nesilleri irşad etmeye devam etmektedir. Kanı ile bedel ödemiş bu İslam âliminin, günümüz şirk ve tuğyan bataklığında debelenen ve hele batı, dolayısıyla Amerika’yı kendine kıble edinenlerin çirkin yüzlerini bize bir kez daha göstermektedir.

Onu idam edenler, peşine takılmış oldukları Rusya ve Arap baasçılığı onları zillet girdabına sürüklemiş ve Müslüman Mısır'ı adeta bir zulüm adasına çevirmişler. Zalim Abdunnasır Siyonist işgalcileri memnun etmek, batı ve Rusya'dan bir aferin almak için Müslüman halkına eşine az rastlanır zulüm ve katliamlar yapmıştır. 29 Ağustos 1966 da Seyyid Kutub'u şehit ederek, bir İslam âlimini idam etmenin ihanetini ortaya koymuştur.

Seyyid Kutub yaşadığı dönem itibariyle, Amerika ve Rusya'yı kendilerine yol gösterici olarak gören Müslümanlara, acımış ve büyük bir delalet içerisinde bulunduklarını haykırmıştır. Tevhidin dışındaki bütün yolların batıl olduğunu söylemiş, tevhidin dışında hala başka yollar arayan Müslümanların delaletten başka bir yere varamayacağını bildirmiş; "Amerika’nın peşine takılan Müslümanlardan nefret ettiğini" söyleyerek tevhidi mücadelesinden ayrılmaması gerektiği ısrarla vurgulamıştır.

O gün baasçılık ve Arap milliyetçiliğiyle Rusya'nın peşinden gidip Müslümanlara eziyet ve zulümleri reva görenler nasıl ki tarih sayfalarındaki zillet çukurlarında yerlerini almışlarsa; bu günde Amerika’nın peşine takılıp bütün bir Mısır başta olmak üzere İslam coğrafyasının tamamında küfür adına Müslümanlara eziyet ve zulümlerde bulunanlar da, tarihte lanetle anılmaktan kurtulmayacaklardır.

O gün Müslümanca iradelerini bir kenara bırakarak, dört elle baasçılığa sarılanlar; tevhid gibi ilahi bir davayı terk ettiler, dünyada rezil oldular ve başkalarının emir kulu olmaktan kurtulamadılar. Aynı zaman da sosyalizm gibi batıl bir ideolojinin peşine takılarak ahiretlerini de mahvettiler. İşte Seyyid Kutub bu bedbahtlara ve bu karanlık zihniyetli İslam dünyasındaki diğer bütün beyinsizlere tevhidi yeniden hatırlatmıştır.

Bugün de köle ruhlu ve beyinleri iğdiş edilmiş basiretsizlerin, batı ve Amerika peşinden giderek dünyada zilletten başka bir paylarının olmadığı açıkça ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ahirette ise binlerce Müslümanın kanı, on binlerce mazlumun ahı ve yüz binlerce gözü yaşlı anne-babanın laneti yakalarına yapışacaktır.

Küfrün safında yer alıp halkına zalim kesilen diktatörlerin, dünyada iken zillet boyunduruğundan başka kazançları olmadığı gibi, mazlum halkın lanetinden başka da öbür dünyada bir azıkları olmayacaktır. Dün küfür cephesi için halklarının dünyasını zehir edenler, bu gün de hiç ders almamış gibi halklarının geleceğini zehirlemekten geri durmuyorlar.

Ancak geçmişte Seyyid Kutub ve daha önceki değerli âlimlerimizin yol göstericiliğiyle hainlerin karanlık yüzlerini tanıyabildiğimiz gibi, bugün de bu âlimlerimizin bize bıraktıkları mücadele mirasıyla, zamanımızın karanlık ve hain yüzlerini daha net görme imkânına sahibiz.

Seyyid Kutub başta olmak üzere aziz İslam için feda olan bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun.

Kenan ÇAPLIK