• DOLAR 32.375
  • EURO 34.957
  • ALTIN 2325.76
  • ...

24 Haziran 2018'de millet sandık başına gidecek. Önümüzdeki dönem için kararını verecek. Oy vererek vekâlet verdiği kişilere kefil olacak. Vekil olarak tayin ettiği bu kişiler, aldıkları kararlarla ve uygulamaya koyacakları icraatlarla 'vekili' oldukları milletin işini göreceklerdir.

Eğer milletin hassasiyetlerini, özlemlerini ve önceliklerini esas alıp uygulamaya koyacak olan kanun ve icraatlara imza atarlarsa elbette oylarını aldıkları insanları da sorumluluktan kurtarmış olacaklardır. Millet de doğru kararı vermiş ve doğru şahsı vekil tayin etmiş demektir.

Yok, eğer milletin hassasiyetleri ve öncelikleri değil de, birilerinin direktifleri ile hareket eder ve 'vekili' olduğu millete sırtını dönerse, oylarını aldığı insanları büyük bir vebal altına koymuş olacaktır. Daha doğrusu millet oy vermiş olduğu kişinin karar ve fiillerinden dolayı hem bu dünyada, hem öbür dünyada sorumluluk altına girmiş olacaktır.

İşte böyle bir sorumluluk altına girmemek, önümüzdeki dönemde bizim isteklerimizi ve önceliklerimizi yerine getirebilecek ve bu uğurda mücadele edecek ehil insanları seçmemiz büyük önem arz etmektedir. Pazar günü önümüze gelecek sandık ile elimize ciddi bir fırsat geçmiş olacaktır. İyi bir muhasebeden sonra kararımızı vermeli ve bizi vebal altına koymayacak adaydan yana tercihimizi kullanmalıyız. Bu tercih sadece bizim kendi şahsımızla ilgili bir karar değil, yaşadığımız şehrimizi, ülkemizi ve hatta bütün bir ümmeti ilgilendirecek bir karar olacaktır.

Bu kararımızla aslında; adalet sisteminin geleceğiyle ilgili de kararımızı vermiş olacağız. Hani herkesin muzdarip olduğu ve adalet terazisinin güçlülerden yana sürekli ağır bastığı, sahipsiz mazlumların ve biçarelerin yıllarca boş yere zindanlarda ömür çürüttüğü ama dört gözle beklediği adalet. Bütün insanların hukukun üstünlüğünü büyük bir özlemle beklediğimiz adalet sistemini.

Ülkenin iç barışının başlangıç noktası olan Kürt meselesiyle ilgili de kararımızı vermiş olacağız. Yıllardır güvenlikçi bir anlayışla sürdürülmeye çalışılan beyhude politikalarla ve buna karşı geliştirilen çatışmacı ve tahribata yönelik ama her türlü dış mihrakın oyunlarına açık bir basiretsizlikle sorunlar girdabına dönüştürülmeye çalışılan Kürt meselesi. Acilen çözüm üretilmesi gereken bu meselenin kardeşlik hukuku çerçevesinde ama dış mihrakları kesinlikle bundan uzak tutarak.

Yeni ve kardeşlik esasları üzerine inşa edilmiş yerli bir anayasa da bizim vermiş olduğumuz karar doğrultusunda şekillenecek. Yıllardır rengimizi, hassasiyetimizi, önceliklerimizi ve inancımızı hiç ama hiç yansıtmayan bu darbe anayasasından bir an önce kurtulmamızı vaat edecek bir irade beyanını seçmeliyiz. Azgın bir azınlığın değil, bütün halk kesimlerinin hasretle beklediği ve bu ülkenin bütün insanlarının 'temsiliyetini' içinde gördüğü yerli bir anayasa.

Eğitim sisteminin, batılı değerlerin merkeze oturtulduğu ve her bakanın üzerinde değişiklik yapma fantezinin bulunduğu bir yamalı bohça değil, milletimizin dini değerlerinin merkeze alındığı yerli bir eğitim sisteminin hayata geçirilmesi de verdiğimiz karar ile şekillenecek. Milli ve manevi değerlerimizin ötekileştirildiği, buna karşılık batılı değerlerin adeta kutsandığı bir eğitim sisteminin sakatlığını aleni bir şekilde ortaya koyacak bizden birilerini seçmeliyiz.

Netice itibariyle ülkenin devasa sorunlarını yerli ve manevi değerler çerçevesinde ele alacak ve bu hassasiyet ile çözüm getirmeye çalışacak, ihale ve rantın peşinden koşmayacak, rüşvete ve yolsuzluğa haram gözüyle bakacak birilerini seçmeliyiz. Bütün karar ve icraatlarını inanç ve adalet terazisinde tarttıktan sonra uygulamaya koyacak ve nihayetinde bu vekâletin geçici bir süreliğine kendisine emanet edildiğini unutmayacak olanlara oylarımızla destek olmalıyız.