• DOLAR 32.386
  • EURO 35.098
  • ALTIN 2326.487
  • ...

Eski futbolcu Rıdvan Dilmen`in “Recep Tayyip Erdoğan, parkasız Deniz Gezmiş`tir” sözü büyük tartışmalara neden oldu.

Bu açıklamayı hem Ak Parti, hem CHP, hem MHP hem, hem solcular hem de sağcılar eleştirdi.

Kimileri “Muhafazakarların içinde örnek gösterilebilecek biri yok” diyerek taş atarken, Devlet Bahçeli meseleye “terör”den girdi: "Sahadaki şeytanlığı siyasete taşımasın. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na parkasız Deniz Gezmiş ifadesi ne Türk milletine yakışır ne Cumhurbaşkanı'na yakışır ne de Cumhurbaşkanlığı'na yapılan bir yalakalığa yakışır. Şiddetle reddediyorum ve Türk milletinden özür dilemesini istiyorum. Cumhurbaşkanı, bir dönemin teröristinin özdeşi olarak takdim edilemez.

Ak Parti`den de Deniz Gezmiş`in bir “terörist” olduğu vurgusu öne çıkarılarak yapılan kıyasın yanlış olduğu yönünde açıklamalar yapıldı.

Deniz Gezmiş`in eski arkadaşları da en çok bu “terörist” yakıştırmasına tepki gösterdiler.

Gezmiş`in yakın arkadaşı Mustafa Zulkadiroğlu, bunlardan biriydi. Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, Gezmiş için "terörist" yorumuna tepki gösteren Zulkadiroğlu, şu ilginç sözleri sarf etti: “Deniz ‘terörist` değil bir devrimcidir. Erdoğan`dan antiempeyalist bir figür yaratılamaz. Mussolini ne kadar sosyalist olursa Erdoğan da o kadar anti-emperyalist olur."

Zulkadiroğlu, klasik sol mantığı konuşturuyor.

Bir defa bu kavramların tümü sübjektiftir. Terörizm de devrimcilik de emperyalizm de sosyalizm de durduğunuz yere göre farklı anlamlara gelebilir.

Hiç kimse kendi kavramlarını dayatamaz.

Ama Zulkadiroğlu dayatmaya çalışıyor.  “Mussolini ne kadar sosyalist olursa…” diye kendince imkansız bir şart koştuğunu sanıyor.

Ama öyle örnekler var ki şok edici!

Mesela Hitler`in partisinin isminin Nasyonal Sosyalist Parti olduğunu söylersek…

“Onların sosyalizmi ile bizim sosyalizmimiz farklı” mı diyorsunuz? Olabilir; ama zaman içinde yakınlaşmalar da oluyor.

Mesela Stalin bir sosyalistti; ama uygulamalarıyla da tam bir faşist profil çiziyordu. Stalin keskin bir şekilde devletçiydi, despotik anlayışa sahipti, tek adam yönetimini güçlendirmişti ki, bu yapılanlar ideolojik anlamda faşizmin birebir aynısıdır.

Bir örnek daha…

Mehmet Göktaş, gazeteci ve araştırmacı bir yazardır.

Diyarbakır`daki bir konferansı sosyalistler tarafından, Erzurum`daki bir konferansı da faşistler tarafından engellenmeye çalışıldı.

Burada sosyalistler mi faşistleşti yoksa faşistler mi sosyalistleşti, buna Zulkadiroğlu cevap versin.

“Eylemler üzerinden karar veriyorsun” mu diyorsunuz? O zaman size son bir örnek daha.

Mehmet Faraç, Yeniçağ Gazetesinde yazmaya başlamış.

Anlaşılmadı mı?

Mehmet Faraç, yıllarca Kemalist sol ideolojinin yayın organı Cumhuriyet Gazetesinde yazdı. Oradan ayrılıp Doğu Perinçek`in Aydınlık Gazetesinde yazmaya başladı.

Yani…

Şimdiye kadar hep sol ve sosyalist çizgide duran Mehmet Faraç şimdi ultra-milliyetçi Yeniçağ Gazetesinde…

Bu fiziki bir yakınlaşma değil mi?

Bir de yılların sosyalist şairi Ataol Behramoğlu`nun Meral Akşener`e ve İyi Parti`ye destek yazıları var tabii.

Kızıl Soros denilen, sosyalist ideolojiye mensup; ama yaşam tarzı olarak bir burjuva, sosyal hayatta ise bir kapitalist olan Osman Kavala`nın da Meral Akşener`in sponsorlarından olduğu söylenmişti bir ara; ama sıhhatli bir bilgi mi bilmiyorum.

Meral Akşener`in lakabı ise Asena, yani “dişi kurt” demek.

Çok mu karıştırdım?

O zaman yeter.

***

Gündemden habersiz birinin ya da şu iletişim çağında yönlendirmelerle sadece bazı kanallardan gelen bilgilerle beslenen birinin “Amerika`nın sesi”nde çıkan şu habere nasıl bir tepki vereceğini düşünebiliyor musunuz?

Amerika`nın Kudüs`ü İsrail`in başkenti olarak tanıması kararına tepkiler sürüyor. Hüda-Par tarafından Diyarbakır`da düzenlenen mitingde tepkilerin adresi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam ülkeleri oldu

Hey gidi Hüda Par hey!

Diyarbakır`da on binlerin toplandığı bir miting tertipliyorsun, “Kudüs`e sahip çıkıyoruz” diyorsun; ama Amerika ve İsrail aleyhine bir slogan bile atmıyorsun öyle mi?

Bakıyorum da Hüda Parlılar hemen öfkelenmeye başladılar, lütfen sakin olun.

Tepkilerin adresinin “İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam ülkeleri” olduğunu Amerika`nın Sesi (VOA) söylüyor. Kızacaksanız ona kızın!

Bence şunu yapabilirsiniz.

Hani mitingde söylenen “Amrika, amrika, şeytanê mezin tu yi” marşını “Amerika`nın sesi”ne yollasanız yeter.

Tercüme konusunu merak etmeyin. “Kuzey Suriye”de bunu tercüme edecek bol miktarda “eleman”ları vardır.