• DOLAR 32.37
  • EURO 35.038
  • ALTIN 2325.463
  • ...

Fransa seçimlerinin birinci turunda aşırı milliyetçi Marine Le Pen % 21, küreselci ve neo liberal politikanın temsilcisi Emmanuel Macron ise % 23 oy aldı. En yüksek oyu alan iki aday ikinci turda karşılaşacak.

Büyük ihtimalle Macron ipi göğüsleyecek. Nedeni ise merkez sağ da merkez sol da Le Pen`in kazanmasını istemedikleri için Macron`u destekleyecekler.

Bu arada 3. Sırada Francois Fillon`un % 19,9, 4. Sırada Melencon`un % 19, 6 oy aldığını hatırlatayım.

Fillon, merkez sağın, Melencon ise aşırı solun adayıydı.

Sonuçta ne olacak biliyor musunuz? Fransa gibi bir ülke aslında % 23 temsiliyete sahip biri tarafından yönetilecek.

Daha açık bir şekilde izah edecek olursak, CHP`lilerin deyimiyle “Ülkenin % 77`sinin karşı olduğu bir adam ülkenin % 100`ünü yönetme” hakkı kazanacak.

Küreselciliğe son derece karşı olan sol gruplar, bağırlarına taş basacak, kızılcık şerbeti içecek ve Le Pen kazanmasın diye Macron`a destek verecek.

Birileri de kalkıp buna demokrasi diyecek!

Aslında bu sadece “Düşmanımın düşmanı dostumdur” durumu; ama savunulacak bir tarafı yok.

Fransa`da olunca normal; ama değil mi?

YAPMAYIZ, YAPTIRMAYIZ!

CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi, basına yaptığı açıklamada TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun gündemine "torba yasanın" geldiğini belirterek, bununla Kanal İstanbul projesinin devreye konmak istendiğini iddia etti.

Yedekçi iddialıydı: "Biz, hiçbir şekilde Kanal İstanbul'un yapılmasına izin vermeyeceğiz. Bununla ilgili toplumsal muhalefetin harekete geçeceğine eminiz."

Peki, şaşırdık mı bu açıklamaya? Hiç sanmıyorum.

Köprüler söz konusu olduğunda “Yaptırmayacağız”

Havaalanı söz konusu olduğunda “Yaptırmayacağız”

Marmaray söz konusu olduğunda “Yaptırmayacağız”

Başkanlık için “Yaptırmayacağız”, anayasa için “Yaptırmayacağız”…

Yahu bir kere de ahlaksız uygulamalar için ya da ne bileyim darbe girişimi için çıkıp da “Yaptırmayacağız” deseydiniz!

Zaten bir şey “yapma” ya da “yaptırma” konusunda sizden umudumuzu kesmişiz. Bari bir kez de küresel emperyalist tezgahlara, Soros`lara, BND`lere “Size bu ülkede operasyon yaptırmayacağız” deseydiniz.

SİYASET OLMAYINCA İSTİHBARAT

 CHP`nin ismi etrafında sürekli tartışmaların yaşandığı milletvekili Eren Erdem, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın 14 Temmuz'da Sakarya'da Adil Öksüz'le görüştüğünü, bu görüşmenin görüntülerinin bulunduğunu ve görüntülerin kimde olduğuna ilişkin MİT'in bilgisi olduğunu iddia etti.

Milli Savunma Bakanlığı resmi olarak bu iddiaya cevap verdi:

"CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'in Milli Savunma Bakanı Sayın Fikri Işık'a yönelik ortaya attığı gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan deli saçması iddialarına ilişkin hukuki süreç başlatılmıştır."

İsmi tartışmalarda geçen bir isim Eren Erdem.

Türkiye ile İran savaşırsa, İran'dan yana olurum” şeklinde bir twit attığı iddia edildi; ama kendisi sözün kendisine ait olmadığını, bir alıntı yaptığını söyledi.

Sonra bir Rus televizyonuna yaptığı açıklamada Türkiye`nin DEAŞ`a kimyasal silah verdiğini ve örgütün bununla katliam yaptığını iddia etti. Esad`ı akladı ve kimyasal kullanmadığını iddia etti.

Bunlara bakınca Eren Erdem`in aslında hiç siyaset yapmadığını, ciddi ciddi istihbaratçılık oynadığını siz de fark etmişsinizdir.

Öyle ya milletvekili olmadan önce FETÖ`nün tetikçi gazetelerinden “Karşı”nın yazarlarındandı Eren Erdem. MİT tırları dosyasının tümüyle kendisine verildiği iddia edildi; ancak milletvekili olduğu için hakkında bir soruşturma açılmadı.

İran, Rusya, Esad, FETÖ…

Diyelim ki, doğru, Fikri Işık ve Adil Öksüz görüştü. Eren Erdem bu görüşmeyi görmediğine göre nereden biliyor, görüntülerin MİT`te olduğunu nasıl biliyor?

FETÖ bilgi vermiş olabilir.

MİT içindeki kriptolar bilgi vermiş olabilir.

İran ve Rus istihbaratı bilgi vermiş olabilir.

Kim bilgi vermiş olursa olsun;

Yapılan işe siyaset değil “istihbarat yemlemesi” derler.

O yüzden Eren Erdem, sen de vakit geçirmeden siyaseti bırak ve asıl işine dön, çünkü çok sırıtıyor.