• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

SİYASET GEMİSİ

OSLO MESELESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimse bir daha çözüm süreci falan beklemesin, geçti artık o iş" demiş Konya`daki konuşmasında.

Aklımıza eskiden yaşananlar geldi.

Bir aralar “Oslo süreci” olarak adlandırılan bir şeyler vardı.

PKK`nin önde gelenleri ile MİT`in önemli isimleri Oslo`da “Çözüm süreci”nin yolunu açmak için “zemin yoklaması” yapıyorlardı.

Görüşenlerin içinde o zaman daha müsteşarlığa gelmemiş olan Hakan Fidan da vardı ve Başbakan adına orada olduğunu söylüyordu.

Başbakan, yani Erdoğan…

İşte tam o sıralarda dönemin Başbakanı Erdoğan, PKK`ye karşı oldukça sert mesajlar veriyordu.

İşte bu sebeple…

Bazıları Cumhurbaşkanı`nın bu açıklamasından yola çıkarak aslında gizliden gizliye bir “Çözüm süreci” başladığını iddia ediyorlar.

Peki, bu doğru olabilir mi?

MHP ile sürdürülen ittifakı düşününce “zor” diyor insan; ama sonra “Oslo”yu hatırlayınca…

Acaba?...

EMPATİ

Sözcü Gazetesinin daha önceleri halka “Bidon kafalı” diyerek hakaret eden Kemalist yazarı Yılmaz Özdil, Uğur Dündar`ın programında skandal sözler sarf etti:

"Samimiyetle söylüyorum, bu sözlerimde en ufak bir kinaye yoktur, Tayyip Erdoğan bir tane bira içmiş olsaydı, bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu."

Özdil, Erdoğan`dan “empati” yapmasını beklerken bunu “bira içerek” gerçekleştirmesini istiyor.

Bira, biliyorsunuz alkollü içkilerden sayılıyor. Belli bir miktarın üzerinde içildiğinde sarhoş edici özelliği de var.

Yani dinen haramdır bira. Bu da “Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır” Hadis-i Şerifine dayandırılıyor.

Yılmaz Özdil açıkça harama teşvik ediyor ve bunu da “iyi niyetle” yaptığını söylüyor.

Yani sağdan yaklaşıyor.

Hani bazıları bazı meselelerde “şeytana iş kalmadı” diyor ya, tam da böyle bir durumu yaşıyoruz.

Meselenin pek de empati ile alakası yok!

Şimdi biri çıkıp şöyle dese ne olur: “Ey Yılmaz Özdil! Müslümanları anlayabilmen için bir aylığına namaz kılman, oruç tutman, malının zekâtını vermen, bir sefer hacca gitmen gerekli. Ancak böyle bir durumda Müslümanların durumunu anlayabilirsin.”

Yani bu mesele, “Babaannem örtülüydü, dedemin babası da Cuma namazlarını kılardı” ile anlaşılmıyor.

O yüzden Özdil`e tavsiyemizdir.

Bu biraz da iğne ve çuvaldız meselesidir. Birilerine “bira içmeyi” tavsiye etmeden önce “İslam`ın şartları” konusunda bir çabanın içine girsen…

PEKİ, YA İLKER BAŞBUĞ?

CHP`li Özgür Özel ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar arasında bir tartışma yaşanıyor.

Özgür Özel, Hulusi Akar`ın Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında tutuklanan subayları ziyaret etmediğini öne sürdü, Savunma Bakanı buna itiraz etti. Hulusi Akar, askerleri ziyaret ettiğini, bunu CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'ye sorması gerektiğini ifade etti.

Mehmet Ali Çelebi, TSK içinde “Teğmen” rütbesinde iken Ergenekon davasından tutuklanmış, sonradan siyasete girmiş ve CHP`den milletvekili seçilmiştir.

Akar`a cevabı ise Özgür Özel değil M. Ali Çelebi verdi:

Sayın Bakan esir düşmüş subaylarını 3.Kolordu Komutanı iken kendisine bağlı Hasdal Cezaevinde, Kara Kuvvetleri Komutanı iken Mamak Askeri Cezaevinde ziyaret etmiştir. Subayını esir etmemek önemli, esirken ziyaret etmek değil.

Esir ifadesi bir garip zaten. Ortada bir savaş yok aksine yetki aşımı ile sürekli siyasi alana müdahil ve darbe sicili kabarık bir ordunun içinde illegal bir yapılanma ve suçlamalar var.

Tamam, FETÖ davayı sulandırdı, belge ihdas etti, hiyerarşiyi dikkate almayıp kendi elemanlarına yer açılsın diye tasfiye operasyonu yaptı; ama tüm bunlar “darbeci mantığı” aklamaz!

Çelebi, bu açıklamasıyla hem Özgür Özel`i yalanlıyor hem de “başka” bazı subayları töhmet altında bırakıyor.

Nasıl mı?

Teğmen Çelebi tutuklandığında TSK`nın başındaki isim Hulusi Akar değil İlker Başbuğ`dur. Çelebi 18 Eylül 2008`de tutuklanmış, Başbuğ ise Genelkurmay Başkanlığı görevine 30 Ağustos 2008`de başlamıştır.

Sorumuz şu:

Mehmet Ali Çelebi “Subayını esir etmemek önemli, esirken ziyaret etmek değil” derken aynı suçlamayı TSK`nın tepesindeki isme de yapabiliyor mu?

Evet, var mı bir cevabınız?

Eğer “Elinde imkan yoktu” diyorsanız o zaman yetkisi daha az olan Hulusi Akar`a da laf atmamanız gerekir.