• DOLAR 32.513
  • EURO 34.561
  • ALTIN 2494.805
  • ...

Birkaç gün önce Yemen’in bir kısmını kontrol eden Husilerin Suudi’ye yönelik saldırıları gündeme düştü.

Arap koalisyonunun yer yer katliama varan saldırılarına dron ve SİHA türü askeri araçlarla karşılık veren Husiler bu kez Suudi’yi kalbinden vurmuştu.

Hedef alınan tesisler “dünyanın en değerli şirketi” olarak kabul edilen ARAMCO’ya ait petrol rafinerileri ve boru hatları idi.

Suudi, petrol üretimini bir süre durdurdu, dünya piyasalarında petrolün fiyatı bir anda yüzde 20 yükseldi.

Bu saldırı bu kez bölgedeki taraflardan çok petrol şirketini gündeme taşıdı.

ARAMCO, isminden de anlaşılabileceği gibi bir Arap-Amerikan ortak şirketidir. Her ne kadar günümüzde tümüyle millîleştirildiği iddia ediliyorsa da Amerika’nın büyük hakimiyeti söz konusudur. Şirketin değeri için 2 ile 4 trilyon dolar arasında rakamlar telaffuz ediliyor.

Geçen sene ARAMCO’nun yüzde 5’inin borsada halka arz edileceği zaman ekonomi çevrelerinde “yüzyılın en büyük arzı” ifadeleri kullanıldı ki, bu rakam yaklaşık 100 milyar dolardı. Sonra bu arzdan “bir süreliğine” vazgeçildi. Bu sürenin “çatlak sesler çıkaran prenslerin” hizaya getirilmesi için kullanıldığını ve Bin Selman’ın yaptığı prensler operasyonuna “yolsuzluk operasyonu” adını verdiğini süreç içerisinde gördük.

ARAMCO’ya yapılan saldırı için Suudi ve ABD doğrudan İran’ı suçladılar. Hatta kimi Amerikalı siyasetçiler açıkça saldırının İran tarafından gerçekleştirildiğini; ama Husilerin üstlenmesinin istendiğini iddia etti. Amerikalı yetkililer Husilerin böyle bir teknolojiye sahip olmadığını ima ediyorlar; ama bu sadece hedef saptırma! Hem geçen sene hem de geçtiğimiz temmuz ayında Husiler yine ARAMCO’ya yönelik saldırılar gerçekleştirdi; ama Suudi meydana gelen tahribat için “teknik arıza” ifadesini kullandı. Ama bu son saldırı daha ciddiydi ve tesisler büyük zarar görmüştü. Saldırıyı saklamanın imkanı yoktu.

Peki, ARAMCO neden bu kadar önemli?

İşin aslı, ARAMCO demek Suudi kraliyet ailesi demektir. Yaklaşık 5 bin prens ve prensesten oluştuğu tahmin edilen ailenin içeride ve dışarıda tüm finansman ihtiyaçlarını ve giderlerini ARAMCO şirketi karşılıyor. Bu harcamaların ne kadarının eğlence merkezlerinde ne kadarının kirli askeri faaliyetlerde kullanıldığını kimse bilmiyor. Rus işgaline karşı yapılan Afgan direnişinde de, Suriye iç savaşının finansmanında da, 11 Eylül olayının bir yerlerinde de Suudi prenslerinin adının geçtiğini unutmayalım.

ARAMCO’nun –yüzde 5’lik bir kısmı bile olsa- halka arzı durumunda gelir gider dengesinde hisse sahipleri ve denetleyiciler karşısında şeffaflaşmasının gerekeceği gerçeğini göz önünde bulundurarak meseleye bir daha bakmanızı öneririm.

Ben kanaatimi paylaşayım.

ARAMCO’nun halka arzını isteyen kişi Veliaht Prens Bin Selman’dı. Bu arz ile yüz milyar dolar almayı tasarlayan Bin Selman, hapsettiği prenslerden de yaklaşık yüz milyar dolar almayı umuyordu. Eline geçen bu devasa para ile Kızıldeniz kıyısında bir “turizm ve eğlence kenti” oluşturmayı düşünen prens bu şekilde petrol dışı ciddi bir gelire de sahip olmayı planlıyordu. Bu şekilde Bin Selman hem halka arz işinden büyük paralar kazanmayı hem de deşifre olacak harcamalar ile kraliyet içindeki rakip aileleri zayıflatmayı başaracaktı.

Bunlara göre ARAMCO’yu kim vurdu?

-Koalisyonu zayıflatmak ve Suudi’yi etkisizleştirmek için Husiler…

-Bin Selman’ın rakipleri olan prenslerin finansmanıyla harekete geçecek olan Yemen ve Irak’taki kimi silahlı unsurlar…

-Suudi’ye “Amerika burada olsa bile güvende değilsin” mesajı vermek için İran…

-Trump’ın gel-gitlerinden rahatsız olan ve bölgede yeni savaşlar isteyen Amerikan silah şirketleri…

-Bölgenin gidişatından memnun olmayan küreselciler…

-Umudunu savaşa bağlamış olan Siyonist istihbaratı…

Tüm bunlara bakarak soralım: Vurulan ARAMCO mu yoksa bölgesel dengeler mi? 

 

Yazarın Diğer Yazıları